Kim…Kim üzdü seni? ...
Akşam alaca karanlığıyla sararken, denizin yüreği coşkuyla çırpınırken ve gün kızaran yüzüyle terk ederken bu kenti, bir bankta sarıldığın yalnızlığın koynunda hüzünlü hüzünlü bakıyorsun.
Kim, kim üzdü seni? ....
.Önünden gelip geçen kalabalığı….denize olta atanları… mızrabıyla her dokunuşunda ud’a, sevgisini dile getiren adamı görmüyor gözün.Parmaklarında tükenen sigara daha düşmeden yere bir yenisini yakıyorsun.
Ve sen…ağlıyorsun. Zaman zaman sözcükler çok seslilikte sessizliği yırtıyor dilinin ucunda küfre dönüşürken.Öfkeyle eziyor ayağın yerde son nefesini vermekte olan sigarayı….. Aldırmıyorsun.
Öfkene öfke katıyor denizin yüreği,yaşına yaş.
Kim… kim üzdü seni?
Uzatıyorsun kollarını,sarıyorsun görünmez sevgiliyi “keşke kollarım seni saracak kadar büyük olsaydı diyorsun.
“AĞLASAK……… SARILIP AĞLASAK BİRLİKTE”………
.Kendi bedenini sarıyorsun sımsıkı. Etini kemiğine geçirircesine. Sonra,çözülüyor yavaş yavaş iki yanına yorgun düşüyor kolların,başın öne eğiliyor çaresiz
Bu kent ıssızlaşıyor…bu caddeler…bu sokaklar… bu sahil… hatta deniz. Çırpınan yüreği duruyor. Gün eliyle teslim ediyor Ay’a ıssızlaşan gökyüzünü. Denizde demir atmış yük gemileri görünmeze bürünüyor.Çekip alıyor Karşıyaka uzattığı dost ışıklarını. Bu kent ıssızlaşıyor….ıssızlaşan yüreğinle birlikte.
Kim… Kim üzdü seni? ...
“Sanal… sanal.. her şey sanal. Duygular, dostluklar, sevgiler, sevdiğim sen sanalsın.”diyorsun ve bağırıyorsun aldırmadan
“Ben gerçektim….
Sevgim gerçekti.
Duygularım gerçek,
Söylediğim söz, yazdığım her sözcük gerçekti.
Etimle- kemiğimle,bedenimle-tenimle
Sana olan sevgimle gerçeğimmmmmmmmm…….gerçek”.
Yankılanıyor arka sokaklara duvar ören apartmanların yüzlerinde haykırışın.
Zaman duruyor….
Caddede arabalar,insan kalabalığı duruyor.Kaskatı…donuyor her şey. Kollarını açarak, gözlerinin yaşını bırakıp sahilde. Yıkılan umutlarınla, Umarsızlığınla….Gerçek olan denizin koynuna bırakıyorsun bedenini.
Yaşları sıçrıyor denizin taşarcasına. Yaş oluyor seni izleyen gözlerde.
Kim…Kim üzdü seni? .....
Sanalla alt-üst edip, gerçeğini…….
Leyla IşıkKayıt Tarihi : 22.7.2006 20:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sahilde her zaman olduğu gibi yine balıkçılarla sohbet ettiğim bir akşam tanık olduğum yaşanmışlığın kısa öyküsü......
Sanalla alt-üst edip, gerçeğini…….
BAZI RENKLERİMİZ YÜREĞİMİZİN SESSİZ SANDIĞINDA SAKLAMAYI BECEREBİLMELİYİZ ...
ÇIPLAK VE NET OLMAK BELKİ YAŞAMIN GEREÇK AMACI ... AMA....
ÜZEBİLİYORLAR O VAKİT...
İŞTE O ZAMAN....
GÜZELDİ ...
TESADÜFÜM ...:)
KUTLARIM....
gerçek bu
yapacak bir şey yok
yook
elimizde değil bunu değiştirmek
elden bir şey gelmiyor GARDAŞ
seni takip edeceğimmm
iç
sanal ve gerçek nekadar birbirilerine zıt olabilirlerki...
duyguların yaşanması ve yoğunluğu ne kadar hayal olabilirki...
kırılan bir yüreğin tamiri ne kadar kolay olabilirki....
ve sevgi, derinden ve içten gelen bir sevgi ne kadar yalan olabilirki...
soruların cevabı hep tehlikeli ve bir o kadar da düşündürücü...
yüreğinize sağlık...
etkileyiici ve dolu dolu bir çalışma....
selam ve saygılarımla...
SLAYT GÖSTERİMİYLE VE UYGUN MÜZİĞİ İLE OKUDUĞUMDA NE KADAR ANLAMLI OLDUĞUNU DAHA İYİ ANLADIM.
ZATEN FAZLA SÖZE GEREK YOK.... SİZ DUYGULARIN ŞAİRESİSİNİZ.
ARKADAŞIMIN TAVSİYESİYLE SAYFANIZI ZİYARET ETTİM. İYİ Kİ ETMİŞİM.
İNANIN HERŞİİRİNİZ VE ANLATILARINIZ AYRI GÜZELLİKTE.
OKUYUCUYU İÇİNE ALAN BİREBİR YAŞATAN GÜZELLİKTE TEBRİKLER...
DR.SERAP
TÜM YORUMLAR (9)