Gök götüren aynalarda uyanıyorum her sabah,
Hüzünlere hükümlüyüm şeytan kayıtlarında,
Hangi estetiği giydirsem tebessümlere ardında bir ceset
Nostaljik hatalara sayhalar düşmeden,
Düşündüğüm suçlardan.
Her yangını büyütüyorum göğsümde,
Cehennemi kapatacak kadar.
Her ırmağı akıyorum denize
Sakinleşene kadar dalgalar.
Bir yanım sevr,
Bir yanım intiharlarına girecek kadar hıra.
Kendimi pazarlıksız tecrit ederken mavilerden.
Bir kibrit ateşinde tutuyorum yakamozları
İğfal edilmiş sularda.
Müstakbel bir sevinç arıyorum yüzümün aksesuarına.
Bırak ağlasın toprağın karnından fışkıran hayat.
Gökler nefesini tutmalı.
Zümrüdü yakuttan yağmıyor saçlarımıza yağmur.
Muammalı bir dekor istimlâk ederken ufkumuzu.
Al şurası uçurtmaların vurulduğu yer,
Al şurası Filistin babayla oğlun vurulduğu yer.
Bütün güvercinler karanfil götürsün cephede oğullarını
Kaybetmiş analara.
Şimdi Ömer’in öfkesinde sokaklara inme vaktidir.
Savaşarak eskiyen yüzlerimizde Babil’i kuşatma vaktidir.
İşkencede susabilen bir cemre inerken yüreğimize Bilal-i Habeş’ten.
Korkmak ne kelime ki,
Ölüm can meyvelerini kırarken Kerbela’da
Biz daha önde miyiz ki Hüseyin’den.
Aşıp gideriz zulmü bir Mansur yalnızlığında.
Bizim işimiz bu
Gri bulutları hallaçlamak kentin üstünden.
Kim icat etti ulan bu darağaçlarını
Analar sütten kesildi, bacıların yaşmağı mezar taşından.
Boş elbiseler geldi evlere içinde giden yok.
Ateş düştüğü yeri yakarda, fahişe suratlardan bile
Arsız insanlar dökülür damlardan nefretimize.
Defo/lu/p gidin içimizden de dışımızdan da defo/lu insanlar.
Biz kendi mavilerimizde yaşamak istiyoruz buğday tadında günleri.
Kayıt Tarihi : 12.5.2008 23:14:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Lütfi Kireçci](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/05/12/kim-icat-etti-ulan-bu-daragaclarini.jpg)
Analar sütten kesildi, bacıların yaşmağı mezar taşından.
Boş elbiseler geldi evlere içinde giden yok.
Ateş düştüğü yeri yakarda, fahişe suratlardan bile
Arsız insanlar dökülür damlardan nefretimize.
Defo/lu/p gidin içimizden de dışımızdan da defo/lu insanlar.
Biz kendi mavilerimizde yaşamak istiyoruz buğday tadında günleri.
__O darağacı sancılarını senin gibi yusuf yüzlüler bilir be gardaşım.
Selam size.
TÜM YORUMLAR (1)