Kim dinler Şiiri - Süleyman Kaya

Süleyman Kaya
514

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Kim dinler

Ar var
utanma bu yar yer har
açmışsın ağzını naçar
kekeli duru huşu dolu
sen mi şeçtin bu yolu
buğulu puslu
yağmur dolu
sissiz şu/hu yolu
ahice ahmakça
safca kurnazca
azı da haylazca
gören gözlerini yum
haydi keyifini de sür
bak
o’na
bak
ta oraya
sarayburnu karşıda gülhane lalezariye
hemence üstte dü sur sayfiye mahfiye
ihtişamlı alî kübra hanedanı osmaniye
şol/ol vardı
ser halife
din rehberi
ser serveri
hükümeder
hüner gider
yedi cibala
heft düvele
seni hergele
az biraz hu/de dinle
anan sattı da doğur duydu da deme
o zır zor döne dönen döneme neme
demem mi lazım
geç mi geldin girdin kodese kafese mahfele
harem karşıda pare teni mahzene bel bağladı
asil zade ziyadesiyle yılanla bağlı el el ağladı
ebleh ibarhime tac önkapıdan el sal sağladı
kalp kapısının öndiş kilidini kimler kırdı
yoksa sen mi
vah zavallı
bre akıllı
hangimiz haklı
yürüyen insanlar bizde pi farklı
kaldırmı yoran yar adam adımlı
makadamda büyük küçük damlı
onlar deli
be dam adam
vah zavallı
bre akıllı
tophane parkı
kemankeşler semtinde
nargileciler çarşısında
bir akıllı açmış ağzını
yummuş gözlerini
dövmez mi dizlerini
kim dinler ki seni akıllı
çekmişsin dipsiz dişsiz lalca dil kılıcını
habire cem-i camiden çıkarırsın hıncını
paşa mısın ya da yadigarı âlî halife
ince en ince harfi hoş zelal be elife
Allah’mısın haşa sümma haşa
karşıda ulu cami kılıçali paşa
az ilerde bezmi alem valide sultan
hakikat o mu sırtladı bele taşı taşan
harcı haracı nerden kimden bu talan
kimindi nerden buldu zer pulu
sıkkıca sarı sardı sere ser puşu
kaç para harcadı
kaç cana kıydı
dış kapısının kilidini veki vahşa
haremin iç dip kilidi de bi maşa
sen mi kırdın paşa
söylenecek söz mü kaldı
bitirdi h/tepsi sini dipledi
öteberi öteki deli diri seri
akıllı öldü mühre dü deri
seni deli paşa
sen çok yaşa
kim akıllı
kim deli
kim haklı
kim içten saklı
ehil aynı
ehil gayrı
kilidi kıran farklı
kim dinler ki seni ey zavallı

seni çok akıllı
manzaran çok güzel
pek de şa şalı ihtişamlı
hoş seda seyrüsefer
su boğazdan geçer
rıhtım da önünde dimi
lüks yatlar gemiler demirli
be kızoğlum
bu gemi/yat kaç katlı kaç yataklı
sırtlamışsın cihangiri seni cakalı
yorulmuşa benzer yüzün pesaklı
hadi indir
sen çık yukarı
üzerinde uturmuş olduğun yatırın hatırı
kadın erkek serhoş berdoş cins oldukları
mı belli
ben deli
hadi yürü
yukarı doğru
cihangir-tepesi yokuşu
gözbakışı seyret istanbulu
beleş tepesi komşuluğuna
çikletini al ağız boşluğuna
ha tophane
ha sakızhane
topları patlat
baluncuklar fırlat- patlat
uyandır
uykudan uyansın ilkisin mahlukat
ilkin iftara
sonra sahura
kalksın istanbul’lu

çıktın mı aheste aheste
cikletin ağzında mı
ha gayret
bolca çaba sarfet
gözlüksüz sade gözle seyret
bre ebleh kim eder merhamet
solunda beleş tepesi
tıpkı senin gibi seyretmişler
sen koskoca istanbul’u
onlar inönüde bjk-..futbolu
ne fark eder ki…
manzara temaşa tanımaz engeli
kuzey doğunda dolmabaş sarayı
önünde meclisi mebusan kemeri
galata köprüsünde kancayı takar
yarıyı buldu mu geceleri açar
karşı kulpu boylar
sarayburnu dan galataya belden yukarı
kemerden aşağı
kemerden yukarı
kemerin kuzeyi
kemerin güneyi
her dört yönü göbekten bel bağlar
iyicene bak
ta uzaklarda bir köy
işte o köy kadı köy
az beri yürü
haydar paşaya garına doğru
üsküdara hareme gel bari
bir gelin adası kız kulesi
dur hele biraz
boğazla bağaz boğaza geldin
boğazda bir gerdanlık var
ona tutun
bu gerdanlığın altından varyak geçti
rumeli hisarınıma mı gelecen çerçi
etme heycan
düz yola koyul aha meclisi meb-us an
kendi oturduğun tepenin önüne varacan
hacımimi mahalle
lüleci caddaye gelecen
yer altı camiden eğil secdeye
zurafa sokaktan çık galata kuleye
sırtını vermişsin pera’ya
beyoğlu’na yokuş yukarı çıkarsın yaya
hanı osmanlıdan geçer varırsın romaya
ha unutamda geçme
aklına geçeni seçme
burada yerli romanları yaşar
kentin her yerinde ruhi beşer
aslına bak astarı sorma
aydınlık görmeyen köyü
de unutma
orda orta yerde karanlıkta bir ev varmış
ışıkları hep sönük yanarmış
hayatta olanlar
hayat der
ama hiçte öyle değilmiş
o evin sokağını sen es geç
birkaç metre ilerde galata köprüsü var
altta gemiler geçer haliçi seçer
sağda kule var
yani Galata kulesi
sakın ha!
kanat açmaya kanaat getirme
bulamazsın uçurtma
kulaç atarım sevdasına da kapılma
hazarfenin başına geleni de unutma
fener Rum kilisisine
tepeye süleymaniye
aya sofya
aya irini
indir gözönünden elini
bir nazar
bir bakışın kafi gelir

yeni camiye doğru yürü
tahta üzeri denize kurulu
sirkeci garına doğru düz yürü
Anadolu /haydarpaşadan gelir yolcu vapuru
tıkapasa dolu dolu
birazdan harem vapuru
ardından … vapuru
ve sonrası ekmek balık mollası
boğaz turu sefası sefası
yaparmısın
bilmem pulun varmı
para dememeli
bre seni zavallı
çiğne cikletini süz
sözsüz ve pürüzsüz
olsun
solun
iki dudak arası
içten al havayı
patlat baloncukları
sakın ha!
unutma tophanedesin
“top mu patladı “korkusu sarmasın istanbulu
ha hava dolu baloncuk
ha barut dolu borucuk
her ikisi de çihangirin yokuşunda patlar
sultanlar aşkına bir baloncuğu sen patlat
harem de na mahrem hatunların ebleri el ecnebilerin
sultanahmet sultanların hünkarlarım dayı yabancıların
topla baloncuk gürültüsü topkapı sarayından duyulsun
kul kulak sağır olsun deli heybetli ihtişamlı sultanların
zincire bağlı
SULTAN’ların ruhları aşd olsun
kızoğlum yeter ağzın yoruldu
gelen geçen ne gördü ne de sordu
olan sana ağzına beynine har oldu.
İstanbul güzel şeher
bu şeherden maziden duydum mesel
tek mesel
“sultanlar-halife secadesini denize serer
namazını kılarmış..”
işin aslı astarı
sultanlar boğazda şişme botlara- havlu serer
üzerine uzanır güneşlenirlermiş…
dü mesel
“sultan kabe-i şerifi tamir eden ustalarıın kulaklarını
istanbul’da kulakları çeker usatnın eksiklerini bir bir
gösterirmiş…”
işin aslı astarı
kroki ve taslağı çizdiren sultan,kontrolu yapan da sultan
biz tebaca söylenen her söze –rivayete inanırdık…

Ey şehri İstanbul
yedi tepeye kurulusun
yedi asra hükümransın
yedi düvele korku salansın
payitaht-ı islamsın
halifesin,hansın,sultansın,padişahsın
gök kubbe altında şehri leyl ayansın,
varsın akıllılar
susun deliler
sözlü deliler
indra gandi hintli
pablo neruda şilili
bi teşbihi taltif
Anadoluda mehmet akif
Bağdat’ta behlülü z/dana
Cizre- vanlı fakiye tayran
selam olsun veysel karani
Allah kelamında” eliif laam miim..”
neûzü billah Rahman ve Rahim
her kula mutlaka sıratul mustakim

sen deli değilsin
barksız banka mukimsin
be adam seni kim dinler

Süleyman Kaya
Kayıt Tarihi : 16.9.2008 02:40:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Nurcan Usta Diriker
    Nurcan Usta Diriker

    ilk bakışta gözüm korktu açıkcası, bitmeyecek sandım.okumaya başlayınca sonu geliverdi anlamadan.

    saygımla
    nurcan usta

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara

    :)

    üstad sen deryasın..

    var ol ,nur ol, şad ol, berhudar ol..

    zihninizdeki kıpırtılar hiç durmasın...

    kim dinler'i boşver

    Balık bilmezse kıymetin halık bilirmiş...

    zevkle takib ediyorum şiirlerinizi..





    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Süleyman Kaya