Yüreğimi bağladım zülfün teline,
Çekme ne olur, sızlar, damlar al kanlar.
Koy başını göğsüme elim eline,
Ruhuma dolduğunu, söyle kim anlar? ! ..
Doru tayım gem almaz ayrılıklarda.
Vakitsiz ecel gibi gelir o anlar.
Uykusuz gecelerde, karanlıklarda,
Işığım olduğunu, söyle kim anlar.
Hasretin sancısıyla en tiz perdeden,
Ayrılık şarkısını çalar kemanlar.
Gözlerinde sevdayı bir kez görmeden,
Ateşsiz solduğumu, söyle kim anlar.
Alev değil, kor değil, baksana bugün,
Yangınımdan son kalan küller, dumanlar.
Mey-i ecel zehrinde, kaybolduğum gün,
Sevdaya daldığımı, söyle kim anlar? ! ...
Erken gelse de ölüm üzülme sakın.
Razıyım, gömün beni, sen ol yanımda.
Duaların içindeki can sana yakın,
Olunca güldüğümü söyle kim anlar? ! ...
NOT:
Mey-i ecel: Ecel şarabı, (ecel şerbeti kastedilmiştir.)
Kayıt Tarihi : 14.9.2007 14:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!