Bitirici sağanağına aldırmadan
Yürüyorum düş bahçelerinde zamanın
Hangi kapıyı aralasam mavi karşılama,
Durmaksızın hüzünleri harmanlıyor,
Ve büyüsüyle kanat takıyor her geceye…
Bil ki
Hangi günü karşılasam tebessümle,
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Aşka dair bugüne kadar binlerce şiir okudum, ama okuduğum şiirlerin çoğu bu şiirdeki kadar beni etkilememişti.
Şiirdeki özgün anlatıma, imgelerin güzelliğine hayran kaldım.
Şiirin bu kadar güzel olduğu halde yeterince ilgi çekmemesinin ve ses getirmemesinin nedenine gelince:
Şiir bir rahatlama, bir boşalma için yazılmış gibi. Tabi ki bunun için de şiir yazılmalı; ama yazılan şiirin gerçek bir şiir olabilmesi için en başta şiir işçiliği gerekiyor. Şair, şiiri yazdıktan sonra, şiiri kendi haline bırakıp işte oldu dememeli. Seslerin uyumu (ahenk ve ritm zenginliğini sağlamak) için şiirle kıyasıya bir savaşa girişmeli. Şiirde, ünlü seslerin çok kullanılmasından doğan(asonans) ,Ünsüz seslerin çok kullanılmasından doğan(aliterasyon,) ,kelimelerin tekrarlanılmasından doğan(tekrir) sanatları başarıyla kullanılmalı.
Böyle yapıldığı zaman akılda kolayca kalan, herkesin hayran olduğu gerçek bir şiir ortaya çıkar. Nazım Hikmet'in, Attila İlhan'ın, Ahmet Arif'in şiirdeki başarılarının nedeni bence budur.
Berna Karaoğlu’da böyle usta işi şiir yazma yeteneğinin çok olduğu yazdığı şiirlerden belli oluyor. Tek eksiği daha çok şiir işçiliği. Bunu da başaracağına inanıyorum.
anlatım müthiş,şiir harika.
Bozgun yemiş sus’lar birikiyor ceplerimde
Zorlu bir ‘Hoşça kal’ ardında ağlasın maviler
Yas tutsun usumda anıların salıncağı
Koptu ipi tutuklu sözcüklerimin
Hiçlik kafeste kilit
Kilitli artık tek kişilik kentimizin kapıları...
kırdığın kilitleri geri vursanda prangalar bağlasanda açılmasın diye geri yürekteki kanamaya devam ediyorsa bu suslar niye dilmidir sadece susan bedenmidir giden ya yüreğin sessiz çığlıkları kim verecek onun acılarının hesabını..........
canımsın sevgilerimle....
bozgun yemiş suslar...
planlı konuşmalara kafa tuttukça büyür içimizdeki bize yıkılan duvarların sesi...
tebirkler...
Gözlerin giderek anlamsız kalıyor,
Bendeki ödünç görüntünü;
Zaman zalim, elimden alıyor...
Üzülerek anlıyorum gönlümde öldüğünü...
Bunun çaresi yok,
Her aşkın akibeti;
Er-geç unutulmak,
Ve yenisine bırakmak nöbeti...
Her ayrılışım, bir acıdır gönlüme, büyük;
Çekilmez zanneder de seven, taşınır bu yük...
Hem anahtar, hem de bir kilittir bu aşka;
Tutku-nefret bitişik; hem kelepçe, hem yüzük..
Can-ı gönülden tam puan ile tebrikler ve listemde. Yüreğin dert görmesin, kaleminden mürekkep eksilmesin Sevgili Berna! Başarın daim olsun.
Sese sinmiş derin melankoli hem içerik hem de biçim yönüyle çifte katmanlı duyguların üstünü örtüyor.
Berna KARAOĞLU sanki bir büyük bulmacanın kendine düşen bölümlerini dolduruyor ama bir yerinde güçlükle karşılaşıyor.Bir çıkışsızlık durumu var ki ''Kilit''den söz ediyor.
Bir değişik yap/boz oyunu gibi bir şey..
Bu şiirin okurun ruhuna,bilincined önük etkileri öyle çok ki.
Bir kez,bir kez daha okunması gerekiyor.
Kutluyorum Sayın KARAOĞLU'nu.
beğeniyle okudum güzel şiirinizi, yüreğiniz daim olsun, sağlık ve esenlikler diliyorum
GÜNE HÜZÜNLÜ BİR ŞİİRLE BAŞLADIM.DUYGULAR SEL OLMUŞTU..ŞİİR GÜZELDİ. AMA BİR DAHA HİÇ BİR ZAMAN HÜZÜNÜ YAŞAMAMAN DİLEĞİ İLE. HERŞEY GÖNLÜNCE OLSUN EN DERİN SAYGILARIMLA. EROL SAGUN.
Kutlarım canım arkadaşım şiirin çok güzeldi emeğine sağlık tebriklerimle ve sevgilerimle tam puan+ant.ZEYNEP EROĞLU
Bu şiir ile ilgili 10 tane yorum bulunmakta