Ağrıların örsünde dövülür yıldızlar bile
Keskin akşamlardan gölgeler düşer dile
Teninde bilenmiş ölüme doğru söz çöker
Ne söylese gök bir lanete dillenir gider
Ne söylese kılıca hep yara lazım gelir
ne murad etse kılıç akla hep kan gelir
Benim de ellerime anlatıyor ağrıyı
Bozbulanmış kana dökülmüş sözü
uzatıyor boşluğu her cümlenin koynuna
Ne anlatsam ne bilsem ağırlaşıyor yük
Referansı yok tanrı gibi haklı ve büyük,
Yaramı avut kılıç, ağrıdığım yer kadarım
Keskin akşamların kör gölgelerine bak
Uzanırlar ufkun eteklerine kadar kan
idrake yakın ne varsa, sivrilen bir yalan;
Boşluğun kendisidir, kılıçtır batar izan,
Ne söylese boştur akla hep kan gelir
gördüklerin beynin sefil tercümesidir.
Yaseminleri bile koklasan kandır
tercüme edilmesine gerek mi vardır?
Suların, yıldızların dilini çözse
Yarası kapanacak kimdir var mıdır?
Kaprisli çılgın koca bir çekiç zaman
Dövdü de, tenekeden farkım var mıdır?
Dünya ağır ağrımdan örs; dövülür
isyanımla sulanıp üstünde yıllar
Akkorlaşıp ruhuma sokulup soğur
yalnızlık hep kılıç olur ağrımdan
kendini kibirle parlatır kılıç
Ve yalnızlık hep kılıç olur ağrımdan
Keskin keskin uzanıp saplanır göğüme
Bedenim kimsesiz kimsesiz doğranır
Akla hep kan gelir ağrımdan artık
Keskin sabahlara kılıcın şavkı düşer
Teninde bilenmiş ölüme doğru
Dolanır kırmızı bir kin yalnızlık
Kim ne derse hepsi ne söylese boş
Kadim örste hırpalanmış bu demir
Dövülmüş ağır bir ağrı üstünde, sonra
Zaman diye bir kılıfın içine konmuş
Ne söylese kılıç akla hep kan gelir
bildikçe bilirsin bilmek zor gelir
Bildikçe ardından yeni bir son gelir.
Şiirden Edebiyat Dergisi - 53. Sayı
LETHE, Şiirden Yayınları, 64s, 2021
kılıç, syf.9
Kayıt Tarihi : 2.7.2019 16:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!