Hoca Ahmet Yesevi’nin ocağı,
Yüreğimde yanan bir ateş olmuş,
Hünkar Hacı Bayram almış bıçağı,
Hayal dünyasında boynum vurulmuş.
Mecalim yeterse saymak dilerim,
Nefesiyle gözlerimi silmek isterim,
Çağrısına uyup hemen giderim,
Mevlana bir güzel yürekli kulmuş,
Öyle çetin, öyle çetin ki bu yol,
Mihnete dayanmaz, katlanamaz kul,
Onun deryasında ayrı bir okul,
Gönül dergahıma Pir Sultan konmuş.
Fuzuli bir alem, divan denince,
Nedim’in yolları sırattan ince,
Nefi’nin sözleri cana değince,
Tenimden geçerek hedefi bulmuş.
Güzele denecek sözü komadım,
Gülek konağımdı Toros durağım,
Çeşme başlarında güzel sorardım,
Karacaoğlan renkli ürünler sunmuş.
Erzurum yaylası ayrı bir dünya,
Emrah’ı görmeden olur mu rüya,
Hele kırmızı gül tarifi var ya,
Güzellik tahtına saltanat kurmuş.
Yiğitlik denince, Bolu dağında,
Çamlıbel yaylası Ayvaz yanında,
Rüzgar gibi eser kırat koynunda,
Koç yiğit Köroğlu, zulme set olmuş.
Azığı sırtında Türkmen kocası,
Herkese malumdur Tapduk hocası,
Yurdunda amansız doğum sancısı,
Yürekler içinde Yunus vururmuş.
Bu tarih özümü yakar kavurur,
Kül eder cismimi yele savurur,
Deli gönlüm bu ateşle avunur,
Sümmani de gelip tahta kurulmuş.
Yönüm nere dönsem bir ulu çınar,
Baktıkça gözümde çıngılar çakar,
Dadaloğlu denen bir yiğit bakar,
Dağın doruğunda heybetle durmuş.
Cumhuriyet devri ayrı bir zengin,
Orhan Veli, Ziya Osman, Cahit Külebi’n,
Beyatlı, Dağlarca biter mi sandın,
Atamın yurdunda Güllere vurmuş.
O bir daha nasip olmasın diye,
İstiklal Marşını verdin hediye,
Asım’dan başlayıp Çanakkale’ye
Mehmet Akif Ersoy içinden doğmuş.
Gölgesinde şimdi huzurluyum ben,
Al bayrağım sana azdır söylenen,
Yıldızı var Arif Arif diye dillenen,
Asya’nın aslanı, bayrağa konmuş.
Seni unutur mu anlayan dostlar,
Gönül gözlerinden süzüldü yaşlar,
Yürekten toprağa akımlar başlar,
Veysel sadık yari öze kavuşmuş.
Yıldızı söner mi güzel ülkemin,
Dumanlı dağların tutar matemin,
Sözleri cihanda Türkmen erinin,
Mahzuni Şerifim bir selam vermiş.
Yurt vermem düşmana diyen benliği,
Cepheden cepheye koşan Şenliği,
Aramızda dolaşıyor kimliği,
Çobanoğlu, aşık Reyhani doğmuş.
Aşıklık Türkün özünden başlar,
Kimi koşma söyler, kimisi taşlar,
Cihana bir gelir Neşet Ertaşlar,
Sazıyla sözleri ne güzel uymuş.
Kurdoğlu ve Bayram minnet borcunu,
Yazarak karmayı ister harcını,
Oku sen de biraz doldur hurcunu,
Her satır, her hece yürekten gelmiş.
“Bir sohbet esnasında gelişti fikir. Yakında aramızda olacak Bayram Erdoğan adlı dostumla ortaklaşa, tarihten süzülerek gelen gönül sultanlarının aziz hatıralarına ithaf edilmek üzere bu şiir yazmak. ”
Ahmet KurtKayıt Tarihi : 4.1.2003 13:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!