Naime Özeren - KIBRISTA KANLI NOEL SONRA ...

Naime Özeren
610

ŞİİR


227

TAKİPÇİ

KIBRISTA KANLI NOEL SONRASI “ Sn. DENKTAŞ’ ın anısına saygımla “

Elazığ Kız İlköğretmen Okulu’ nda yatılı öğrenciydim. O yıl Okul Başkanı seçilmiştim. Heyecanlı, örgütleyici, yapıcı ve birleştirici bir yapım vardı. İçimizdeki vatan aşkı milliyetçilik duygularımızı daha da körüklüyordu. Öğretmen olacaktık. Vatansever çocuklar yetiştirecektik. Kıbrıs’ ta kanlı Noel. Rumların yaptıkları işkencelerin doruğa tırmandığı zamanların başlangıcıydı. Kıbrıs’ tan bir şehit cenazesi geldi.Pilot teğmen….Okullardan belli sayıda öğrenci istendi tören için. Öğrencilerin tümü beni seçin diye bağırıyordu. Kar dizboyuydu. Fırtına ve tipiden gözgözü görmüyordu. Cenaze marşı eşliğinde tören alayının arkasından askerlere ayak uydurmaya çalışarak ağır adımlarla yürüyorduk. Şehitlik şehrin dışında ve çok uzaktı. Okulun verdiği ayakkabılar çoktan kar suyunu çekmiş, ayaklarım buz gibi olmuştu. Galiba şehidimiz için akıttığım gözyaşlarıma biraz da soğuktan donan ayaklarımın acısı karışmıştı. Çünkü dönüş yolunda ayaklarımı hissedemez olmuştum. Okula döndüğümde uzun süre kendime gelemedim. Hastalandım mı? Anımsamıyorum…

Olaydan çok etkilenmiştik. Birinci ve ikinci sınıflardan gözüme kestirdiğim öğrencileri gündüzden organize ettim. 3/A ve 3/B den de seçtiğim arkadaşlarım hazırdı. O gece nöbetçi öğretmen uyuyunca usulca yatakhaneden çıkıp büyük boy beyaz kartona kocaman bir Kıbrıs haritası çizdik. Ortasına da ay yıldız. Sıra haritayı boyamaya gelmişti. Parmak uçlarımıza toplu iğne batırarak gücümüz yettiğince sıkıp damlayan kanlarla Kıbrıs haritamızı tamamladık. Gönül huzuru ile yattık. “ O zamanlar Hepatit B mikrobundan ve basın bildirisinden habersizdik.”

Aslında işin en zor yanı sabaha kalmıştı. Erkenden uyandık. Ayak uçlarımıza basarak yatakhanelerden çıktık. Gece bekçisini tabiri caizse kafaya aldım.Bak, Kamil amcacığım.Yaptığımız, Kıbrıs’ta kaybettiğimiz şehitlerimiz adına çok önemli bir görev. Atatürk anıtına çelenk koyacağız. Hadi bize kapıyı açıver “ dedim. Açamam, işimden olurum diye yanıtladı. “O halde sen anahtarı masada unut, tuvalete git ” senin de bir katkın olsun, nooolur? dedim. Önce kafasını iki yana salladı. Sonra biraz bastırınca kabul etti dünya tatlısı emektarımız. Önde bayrak, arkada flamamız ve kanlarımızla çizdiğimiz Kıbrıs haritamızdan yapılmış çelengimiz elimizde, ikişerli sıralar halinde sessizce okuldan çıktık. Atatürk anıtı hemen karşımızdaydı. Okula elli metre.İşe gidenler bize şaşkın gözlerle bakıyorlardı. Büyük bir gururla çelengimizi Atamızın heykelinin önüne koyduk. Tam o sırada arkadan bir ses. Eyvah! ...Müdür bey! ...dedi…Sn. müdürümüz Zihni Gümüştekin ‘ in gözlerinden ateş fışkırıyordu adeta. O an karşımda bir ejderha var sandım. Fakat hiç bozuntuya vermeden:

Tamamını Oku