Meclisimiz karar almaya gitti,
Buna bazıları itiraz etti,
Bir gün sonra geldi imzayı attı,
Milletine, Meclisine maşallah
Türkoğlu unutma aziz atanı,
Ondan sonra gelir cumhurbaşkanı,
Ordular kurtarın yavru vatanı,
Mazlumlara yetişene maşallah
Antlaşmayı Cenevre’de başlattı,
Yanaşmadı düşman biraz uzattı,
Parolayla, Ayşe tatile çıktı,
Türk Milleti zekâsına maşallah
Başbakan Ecevit emrini verdi,
Bir anda ordular Kıbrıs’ı sardı,
Askerin başında Semih Sancar’dı,
Türk ordusu birliğine maşallah
Kıbrıslı soydaşlar bize muhtaçtı,
Hava, Deniz, Kara hücuma geçti,
Düşman mevzileri terkedip, kaçtı,
Türk ordusu yüreğine maşallah
Uçaklar hazırdı her an uçmaya,
Yunan, Rum alışık suya düşmeye,
Hemen emir verdi Emin Alpkaya,
Gelişine, dövüşüne maşallah
Denizden geliyor Kemal Kayacan,
Milletin ruhunu sardı heyecan,
Şehitler versek de sağ olsun Vatan,
Şehidine, gazi’sine maşallah
Karadan yürüdü Eşref Akıncı,
Düşmanın karnına doldurdu sancı,
Bu Vatan Bizimdir belle yabancı,
Vatanıma, Bayrağıma maşallah
Paraşütçü komandolar uçuştu,
Tırmandı dağlara, engeli aştı,
Bunu gören bütün Devletler şaştı,
Türk ordusu, varlığına maşallah
Dememe bakmayın bir vatandaşım,
Her şeyden ileri toprağım, taşım,
Şu anda çarpışır, iki kardeşim,
Anasına, Mehmet’ine maşallah
Salih’im sözümü tüm dünya duya,
Yetmez gücün bu Millete, Orduya,
Milletçe askeriz, asker, orduya,
Türk ordusu varlığına maşallah
Kayıt Tarihi : 21.7.2007 18:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tarih 20 Temmuz 1974. Eşiğinden, beşiğine kenetlendiğimiz, Kıbrıs’ta yaşanılan insanlık dışı gelişmelere “Dur” dediğimiz, Cumhuriyet dönemimizin büyük zaferini Milletçe yaşadığımız günler. Babamın memuriyeti ve yöre halkıyla karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesinde iyi diyalogları sebebiyle bulunduğumuz ve uzunca yıllar kaldığımız (1965-1990) hatta doğup, büyüdüğüm yer diyebileceğim Kars Dağpınar’dayız. Karayollarında iş makineleri operatörü olarak çalışan çok sevdiğim Salih ağabeyle de 1978-1981 yılları arasında burada tanıştık. Kendisiyle sıkça bir araya geliyor, çalıp, söylüyorduk. Sesi o kadar güçlüydü ki; İş makinelerinin gürültüsüne rağmen onlarca metreden türkülerini duyup, dinleyebiliyorduk. Bana bağlamamı geliştirmem de ve türkülerimizi sevdirmede önemli katkıları olmuş, “Sen benden daha iyi çalıyorsun” diyerek hep motive etmiştir. İşte bu kıymetli ağabeyimiz bir gün beni çağırmış ve gittiğimde kalabalık bir kitle ile karşılaştım, Salih ağabeyimiz sayesinde Kıbrıs konusu işlenmiş olacak ki; Herkes Kıbrıs’ı konuşuyor, sanki o günleri yeni yaşıyormuşuz gibi mutlulukları gözlerinden okunuyordu. “Gel Recai’m gel” dedi Salih ağabey. “Kıbrıs için bir Destan yazmıştım fakat Şiir konusunda da sen benden iyisin şuna bir el atta düzenle, sonrada bir güzel seslendireyim ha olmaz mı? ” dedi. Tabi dedim ve aslını bozmamaya özen göstererek şekillendirdik birlikte. Kendisini tebrik ettikten sonra bir nüshasını da saklamak üzere ben aldım. Günlerce Salih ağabeyden büyük bir zevkle dinlediğimiz ve itina ile sakladığım bu Destanı, bu muhteşem zaferin 32. yıl dönümünü yaşadığımız bu günlerde sizlerle paylaşmak, dolayısı ile Salih ağabeyimi ve Destanına konu olan Şehit, Gazi ve Kahramanlarımızı da anmak istedim. Umarım hayattadır Salih ağabeyimiz ve umarım bir şekilde kendilerine ulaşabilirim. Ayrıca Kıbrıs’ın ne olduğunu, taşıdığı değeri ve geleceği hakkında da Milletimizin gerekli değerlendirmeyi yapacağını da umuyor ve diliyorum. Selam ve saygılarımla.
Yüreğine sağlık...
Çoşkulu ve Destansı bir şiir okuttun bize...
Paylaşım için teşekkürler..
Hava, Deniz, Kara hücuma geçti,
Düşman mevzileri terkedip, kaçtı,
Türk ordusu yüreğine maşallah Yazan kaleme de maşallah
Her şeyden ileri toprağım, taşım,
Şu anda çarpışır, iki kardeşim,
Anasına, Mehmet’ine maşallah'
Çok duygulu ve gerçek kahramanlık destanı okudum, selamlar.
TÜM YORUMLAR (27)