Tencere yuvarlandı, kapağını bulamaz,
Altı fazla kararmış, is’lerine bak hele,
Benimki senden kara, deyip masum aramaz,
Tencere kara çıktı, diplerine bak hele.
Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı,
Sanki marifet sayar, pek şık gezip tozmayı,
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Şiir yazmada ,yola çıkmadan önce,önsel olarak bilinen klasik anlatım biçimlerinden ödün vermeden nelerin anlatılabileceğini iyi düşünmesi gerekir her şair.
Sayın Adaklı bu belirleyici tavır çin yoğun uğraş içinden geçtiğini ''Kibir'' ana konusunun bütün yönlerini notlayarak şiirin potasında eritiyor ve böylelikle kalitesini kanıtlıyor.
Özen/emeği kutluyorum.
Başarı dileklerimle/erdemle/selamlarımla.
harikaydı...bayıldım bu şiirinize.yüreğinize sağlık.
saygılarımı gönderiyorum.
Ölüm hiç düşünülmez, ölmiyecek farzeder,
Ölüm bahsi geçerse, başkasına mâl eder,
Nasîhât bile olmaz, kazık çakmış zanneder,
Ölüme ferman çıktı, mezarlara bak hele.
Bu şiir ile ilgili 42 tane yorum bulunmakta