Binlerce keyif haneden birisindeyim
Ben de içindeyim köy keyif hanesinin
Ve yıllarca önce oturmuş gibiyim
Hasır minderler üzerinde oturan ben...
Düşünceler tarihin penceresinde
Sarıyor yüksek tavanı ahşapça taban
Bu ahlat masanın ceviz sandelyasin de
Misafir delikanlı oturuyor yaban...
Dalgalar tırmanıyor penceresinde
Ruhumda camları kırarak alçalırken
Dalgada çekilirken keyfi benle
Zorla alçak tentesinde kalıyor beden...
Kavgacı şehirden uzak bir gece vakti
Yanımda hüsmen dayılar akif amcalar
Bu hayat akıtmış denizler gider gemi
O denize akacaksa vurur dalgalar...
Keyfimin peşinde çocuk hevesi vardı
Çocuk büyümek peşinde zaman ihtiyar
Masada sohbeti saman alevi sardı
Bir ihtiyar üzerinde inadı kırar...
Ve açıkta gırgırın üç numara ağı
Nasip satılmış gibi zorla yakalar
Anlatırken define haritalarını
Bağdaş kurmuş divana oturan ihtiyar...
Meyletmişken keyif hane eteklerine
Bu asırlarca önceden taşınmış deniz
Baharla keyif hane eteklerine
Sarkıyor dam uçlarından yosunlar susuz
Ve neden sonra yine inatçı ihtiyar
Kendine denize sorar akraba mıyız
Gene yolların kesiştiği yerde gelir
Bir mahcup adam peşinde sahil ve deniz...
Nisan 1998
Erkan ArslanKayıt Tarihi : 20.2.2005 21:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!