O kadar çok özledim ki 'yâr' kokusunu..o kadar özledim ki...kapattım beni, dört mavi duvar arasına,çıkamadım...bir zamanlar 'yâre' koşan bu ayaklar yürüyemedi...donuk bir yürek,faaliyetleri kısmen durmuş fakat hala düşünmek için çabalayan ve bir türlü işin içinden çıkamayan anlamsız bir 'beyin'...aklı ile 'firara' kalkan,yüreği ile 'otur' yerine diyen,manâsız bir 'adam'...Kapattım kapılarımı gün yüzüne,tanımaya çalıştım 'beni'... tanımaya çalıştım 'seni'... Artık,kendi kendime konuşmaya başladım...savunması olarak ta; 'ben sesli düşünüyorum,haykırarak düşünüyorum dedim'...'sana ne oldu böyle'? diyenlere,hafifçe bir tebessümle hep; 'hiiiiçç' dedim... acaba 'hiiiiçç' dediğim şey neydi benim? acaba hiç benmiydim? ya da, yine acaba...'hiç senmiydin'...? 'hayırdır...! yüzünden düşen bin parça'? 'yüreğim kaç parça'? 'bilen var mı'? bu kadar soru sormamın sebebini bilen var mı? soran var mı? ' yok mu'?
Birşeylere son vermek,boşvermek,kötü olana iyi demek,iyi olana,yine iyi demek 'gerek'...birilerine söz vermek,sonrada tutmamak 'gerek',birilerinden emanetler almak,daha sonra da teslim etmemek 'gerek'...birini sevmek,birine değer vermek,birine bağlılık duymak 'gerek'...toplamda ise okkalısından büyük bir acı vermek 'gerek'...! peki bana ne 'gerek'? artık böyle yaşanır olmuşsa ve ben bunların hiç birini yapamıyorsam,yaşamak benim neyime gerek?
En son gördüğüm rüyada ellerim bağlanmıştı,izin verilmiyordu bana,göremezsin,görme,boşver diyorlardı,herkesin içinden sıyrılıp,önümdeki merdivende bekleyen seni kucaklıyordum,pek uzun sürmüyordu,çünkü merdiveni işgal etmekten korkuyordum,aklımın en derini, bana: 'Sarıl ve çek git diyordu'...'Başardım'... Rüyalarımda da olsa başardım bunu...Keşke gerçek dediğim şu yalan ömrümde de bunu becerebilsem,sana sarıldıktan sonra kollarını boş bırakabilsem...Her ne olursa olsun,'ben' 'beni' üzmemek için,yine 'bana' sarılıyordum,'benim benden' başka benim yoktu ve olmayacaktıda...! 'EY AŞK'...Sen bilirsin gerekeni,sen bilirsin işini,'EY AŞK' SEN BİLİRSİN,KEYFİN BİLİR...!
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman