öylesine geldin ve oturdun soframa
birkaç pişmiş domatesin üzerine kırılmış yumurta
nasılda sevmiştik öyle gökkuşağını yağmurdan sonra
keşke hiç tanışmamış olsaydık!
sen irmik tatlısını çok severdin akşamları
bir gün sonraya hazırdı en sevdiğin yemek mantı
birbirimizin kıymetini bilemediğimiz en son anı
keşke hiç yaşamamış olsaydık!
üç beş çay bulaşığı ve arkasından kabak tatlısı
benim bildiğim ama senin hiç bilmediğin o tadı
seni dinlediğim kadarıyla anlattığın o masalı
keşke hiç dinlememiş olsaydık!
turuncu bir koltuğa oturmuş elinde bir bardak çay
öyle sevgi fırtınalarına tutulmuş olduğunda her şey kolay
sana baktığımda dinlediğim hikayenin sonunu Gülenay
keşke hiç kimseye anlatmamış olsaydık!
pişmanlık mı hayır sakın arkama bakacağımı düşünme
hiç tanımadığın yağmurları her gün gördüm desende
halen atlatamadığın bir aşkın son bölümünü bizde
keşke hiç paylaşamamış olsaydık!
Kayıt Tarihi : 2.12.2013 20:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sevgili arkadaşım Sema'ya gelsin bu şiir. Onu seviyorum, şu an yan tarafımdaki turuncu koltukta netbook' da bir şeylerle uğraşıyor. Bana gülümsüyor canım ya iyi ki varsın Semacığım. bu güzel şiire ilham verdiği için ayrıca teşekkür ediyorum.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!