Biliyor musun, çok düşündüm. Geçmişimizi, yaşadıklarımızı, yitirdiklerimizi…
Hepsini tek tek geçirdim aklımdan.
Her gece, seninle geçen anları tekrar tekrar yaşadım. Ama tek bir şey var ki, içimi kemiriyor, beni yiyip bitiriyor: Keşke dosdoğru sevseydin.
Her zaman seni anlamaya çalıştım. Hangi köşelere saklandığını, hangi duvarların ardına gizlendiğini… Belki de fazla çaba gösterdim, kim bilir? Ama bu, seni olduğun gibi kabullenmek için değildi. Senin değişmeni istemek, seni sevmenin bir parçası mıydı?
Ama sen, ne yaptın? Yalanlar söyledin, sahte gülümsemeler taktın yüzüne. Sevginin sahtesini, kalbimin en derin köşesine yerleştirdin. Gerçek mi sandın? Her gece, aynı karanlık odada, kendi içimde seninle savaştım. Kendi yalanlarımın gerçek olup olmadığını sorguladım. Belki de en büyük yalan, seni sevdiğime inanmak oldu.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim