Şehrin kenarlarında yürüyorum sabahleyin, küçük adımlarımı ulayarak.
Köşede bir simitçi duruyor titrek, hava buz.
Nereye baksan bir emekçi sokakta, tezgahta.
Herkes alınıp doldurulmayı bekler gibi duruyordu kımıldamadan.
Otobüsler birer demirden poşet.
Her birinde bir Nazım var mutlaka.
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman