Sahte bir duygusal sana istediğin düşünceleri yaşatan.
Ortada hiçbir şey yokken aşkı düşünmek.
Ne bilir ki insan dostluk daha ağır basacak.
Görkemli olan terazi dengesini şaşırıp
Üzücü de olsa en yakın dostuna aşık olacak,
Leyla gurbete gidecek ve
Mecnun yalnız kalacak bu soğuk, ürkek dağ başında.
Gül dikene küsecek
Bir papatya olacak ellerimde
Gonca olmadan ilkbahara uyanacak AŞK.
Bir kardelen boynunu uzattı mı gökyüzüne doğru
Karlar gökyüzünde eriyecek.
Bulutlar seni taşıyacak içinde
Fazla yükseğe gitme ama
Çünkü daha yukarısı karanlığın elinde.
Yıldızlara gözleriyle ulaşır insan
Ama soyut gelir içine
Sanki AŞKı hissedermişçesine.
Kalp gözümün baktığı aklımın gökyüzünde
Batmayan bir güneşsin işte.
Gökkuşağı misali
Her mevsimi yansıtan bir renk topluluğu
Senin yokluğunsa
Benim içerimin yorgunluğu
Yani aydınlık yoksunu dünyamın durgunluğu.
Bir deniz kadar basit aslında aşk
Fazla derine inince ölüm korkusu doğar,
Ne yaparsın ki sevdiğin kişi en derinde.
Kavuşmasan bile kendini onun kadar ıslak hissetmek
Karşılıklı sevmenin en büyük yalanı bence.
Aklını kemiren bir fare
Aşk bir kedi ve
Aklımı avlamış nankör bir sevda var içimde.
Gözyaşlarımın dili, şiirlerimin sesi,
Okuduğun her harf bir gözyaşı ve
Tüm ağlamalar gece kadar karanlık
Ve güneş doğacak ümidiyle sabaha kadar uyumayan
Uykusuz bir kızarıklık gibi olan sen için.
Kelimelerin efendisi olmakmış!
Hangi kelime anlatır ki seni,
AŞK mı yoksa DOSTLUK mu? ? ?
Yazsam yazsam ömrüm yettikçe
Elime ne geçer seni düşünmekten başka?
Alnımdaki kırışıklıklarsa bana en yaşlı sevgilimden hatıra.
Bir yılan kadar kıvrımlı bu yolda
Tüm sinsiliklerin arasından sıyrılarak sana geliyorum.
İçimde büyük bir pişmanlık
Affına sığınıyorum.
Bu söz klasik olsa da
Seni klasik seviyorum.
Evet, SENİ SEVİYORUM !
Son gelişinde boğulduğum gemi kadar ıslak,
Alabora olmuş bir yolcu kadar batık bir hâlde
Senin hayal ettiğim aklındayım işte.
Hiç çıkmayacak olan gizli bir hazine gibi.
Bırak gönlüm hep gizli kalsın
Ve seni gözleri kapanıncaya kadar
Gökyüzünde arasın.
Fırtınaların arasında
Rüzgarların titrek sıcağında
Nehrime katılsın sandalın
Ve bizi alsın burdan
Denizlere götürsün.
Senin gibi milyarlarca var orda
Ama sen değiller işte
Sadece senin gibiler.
Bana sen lazımsın onlar değil
Onların adı sen olabilir
Kalpleri sen kadar temiz olabilir
Gözleri senin kadar gösterişli olabilir
Saçları senin ki kadar uçurum olabilir
Ama bunların hepsi tek su tanesinde olur.
Görkemli bir zerre su olan
AŞK denen son gülde bir gonca olur
Ve AŞK çocukken oynayamadığım bir oyuncak olur.
Uçuramadığım bir balon gibi şişkin özgürlüğüm
Bulutlar gibi uçar ve gözlerimi yaklaştırır sana.
Özgür olduğuma bakma
Aşkının esaretinde sahte bir özgürüm aslında…
Kayıt Tarihi : 7.6.2011 14:25:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Görkem Buğra Kızılkaya](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/06/07/kesismeyen-iki-yol-paralel-de-degildir.jpg)
TÜM YORUMLAR (2)