Zira hayattaydık hepimiz.
Ve hayat hepimiz için eşitti...
Kara bataklar bile paylaşırdı gagasındaki balığı martıyla...
Ve çocuklar seksek taşlarını kırarak büyürdü, müsrif olmamacasına
Keşfettik,
Yüceden mi geldin sen seher yeli
Daha dostum eller ile gezer mi?
Solmuş derler gül benzinin iziği,
Daha dostum eskisinden güzel mi?
O ne dedi, sen ne dedin varıncak?
Devamını Oku
Daha dostum eller ile gezer mi?
Solmuş derler gül benzinin iziği,
Daha dostum eskisinden güzel mi?
O ne dedi, sen ne dedin varıncak?
## Rüzgâr: Faruk Atıcı'nın Toplumsal Eleştirisi ve Umut Arayışı
Faruk Atıcı, şiirlerinde bireysel deneyimleri toplumsal ve evrensel bir düzleme taşıyarak okuyucuyu düşündürmeyi hedefler. "Rüzgâr" şiiri de bu bağlamda, insanlığın geçmişten bugüne değişimini, yozlaşmasını, şiddeti ve umut arayışını ele alan güçlü bir toplumsal eleştiri niteliği taşıyor.
**Geçmişin Saflığı ve Paylaşım:**
Şiir, "Zira hayattaydık hepimiz. / Ve hayat hepimiz için eşitti..." dizeleriyle başlar. Bu dizeler, geçmişte birlik, beraberlik ve eşitlik içinde yaşanan bir dönemi anımsatır. "Kara bataklar bile paylaşırdı gagasındaki balığı martıyla..." dizesi, doğanın ve insanların paylaşımcı ve uyumlu bir şekilde var olduğunu vurgular. "Ve çocuklar seksek taşlarını kırarak büyürdü, müsrif olmamacasına" dizesi, çocukluğun masumiyetini ve doğaya saygılı bir yaşam biçimini ifade eder.
**Yozlaşma ve Şiddet:**
"Keşfettik, / Mahvetmeyi / Acı vermeyi / Basamağı keşfettik / Yükselmeyi... / Enselere basa basa! / Kemik çatırtısı eşliğinde yükselmeyi..." dizeleri, insanlığın zamanla nasıl yozlaştığını, bencilliğe ve şiddete yöneldiğini gösterir. Başkalarına zarar vererek yükselme, güç ve iktidar hırsı, insan ilişkilerini zehirlemiştir.
**Savaş ve Çatışma:**
"Silahı! / Pardon önce barutu. / Sonra misket bombalarını / Her mazlumun payına düşen etkisini keşfettik" dizeleri, insanlığın savaşları ve çatışmaları nasıl "keşfettiğini", şiddeti ve yıkımı nasıl yaygınlaştırdığını vurgular. Misket bombaları, masum insanların acı çekmesine neden olan, insanlık dışı bir silah olarak karşımıza çıkar.
**Gaddarlık ve İnsan Kullanımı:**
"Şimdi tecrübe, / Bizim için gaddarlığın çevirisi. / Şimdi bilmek, / İnsan kullanmayı bilmektir" dizeleri, insanlığın tecrübe ve bilgi birikimini olumsuz yönde kullandığını, başkalarını sömürmeyi ve kullanmayı öğrendiğini ifade eder. Gaddarlık ve çıkarcılık, insan ilişkilerinin temelini oluşturur hale gelmiştir.
**Aile Bağlarının Zayıflaması:**
"Bir annenin doğurduğu yavrusuna arkasını bakmadan gidişini izledik / Bir babanın sülbüne nasıl yaklaştığını!" dizeleri, aile bağlarının zayıfladığını, sevgi ve şefkatin yerini bencilliğin aldığını gösterir. Anne ve baba figürlerinin olumsuz davranışları, toplumun temel değerlerinin çöküşünü simgeler.
**Umut Arayışı:**
"Dünya değişsin temennileri, / Dünya iyileşsin yakarışlarına dönüştü. / Dünya'nın hep ileri gittiğini. / Güneşin hep batıdan battığını keşfettik..." dizeleri, insanlığın içinde bulunduğu durumun farkına vardığını, değişim ve iyileşme umudunu koruduğunu gösterir. Ancak bu umut, zamanla yerini karamsarlığa ve çaresizliğe bırakabilir.
**Değerlerin Önemi:**
"Sabır denen olgu bir histen çok eylem oldu! / Sevgi sahibi olmak, / Dünyayı yeniden çiçek bahçesi yapmak, / Ve insanı, ibrahimi görmek hiç de kolay olmayacak..." dizeleri, insanlığın yeniden sevgi, saygı, hoşgörü ve merhamet gibi değerlere yönelmesi gerektiğini vurgular. Ancak bu, kolay bir süreç olmayacaktır.
**Politik ve Tarihsel Yansımalar:**
Şiir, insanlığın tarih boyunca yaşadığı savaşları, çatışmaları, sömürüyü ve adaletsizliği eleştirerek, politik ve tarihsel bir perspektif sunar. Şair, günümüz dünyasının sorunlarına dikkat çeker ve insanlığı daha iyi bir gelecek için mücadele etmeye çağırır.
**Üslup ve Biçim:**
Şiir, serbest ölçü ve uyak kullanır. Kısa dizeler, tekrarlar ve imgelerle yüklü bir dil, şiirin etkisini artırır. "Kara batak", "martı", "seksek taşları", "kemik çatırtısı", "silah", "barut", "misket bombası", "anne", "baba", "dünya", "güneş", "çiçek bahçesi" gibi imgeler, şiire zenginlik ve derinlik katar.
**Benzerlikler ve Edebi Akımlar:**
Şiir, toplumsal eleştiri ve insanlık durumuna dair sorgulamalarıyla, toplumcu gerçekçi şiirin özelliklerini taşır. Ayrıca, Nazım Hikmet'in şiirlerinde olduğu gibi, güçlü bir dil ve imgelerle toplumsal sorunlara dikkat çekme amacı da göze çarpar.
**Sonuç:**
Faruk Atıcı'nın "Rüzgâr" şiiri, insanlığın geçmişten bugüne değişimini, yozlaşmasını, şiddeti ve umut arayışını ele alan güçlü bir toplumsal eleştiridir. Şair, insanlığı sevgi, saygı ve merhamet gibi değerlere yönelmeye, dünyayı daha yaşanabilir bir yer haline getirmek için mücadele etmeye çağırır.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta