Keseci Şiiri - Kurtuluş Kurtoğlu

Serdin müşteriyi göbek taşına
Hiçte bakmadın gözünün yaşına
Aldın keseni vurdun ta başına
Başa kesemi vurulur keseci

Kese yapım derken kırdın kol bacak
Acaba bu işin sonu n’olacak
Müşterilerin hep sakat kalacak
Bari pehlivan olsaydın keseci

Elliğin havasına dayanaman
Kalkıp da doğru dürüst oynayaman
Kusuruma bakma olmuşsun şişman
Kese atarken kilo ver keseci

Elindeki kese sanki bir bıçak
Ateş olup sanki beni yakacak
Az ye keseci göbek çatlayacak
Her tarafın yağ deposu keseci

Ağzına atmışsın sarma sığara
Müşterinin sırtında açtın yara
Şimdiden düşünürsün kara kara
Hindi değilsin düşünme keseci

Elindeki kese kara çalıyor
Tırpan gibi sanki ota dalıyor
Yetişin dostlar canımı alıyor
Katil değilsin akıllan keseci

Almışsın eline kirli bir kese
Bu hamamda çalım satma herkese
Kulak ver artık dediğim her bir sese
O zaman yola gelirsin keseci

Hamamın sensiz tadı tuzu hiç yok
Bugünde müşterin her günkünden çok
Lakin hepside geçirmiş birer şok
Polis gelmeden tez sıvış keseci

Sokakta boynun hep eğik gezersin
Hamamda halkın tenini ezersin
Ama şikâyetlerden hep bezersin
Bu nankörlük değil mi keseci

Buyurun efendim deyip keyf çatarsın
Hamamda yan gelip her gün yatarsın
Müşterinin gözüne hep batarsın
Kendini bir düzelti ver keseci

Baktı mı herkes seni kalas sanar
Senin eline düşen dünden yanar
Yanında açmış güller bile solar
Kendine çeki düzen ver kesesi

Kese yaparsın keseye benzemez
Kurt enselidir hiç sözü dinlemez
Latife yapılsa ondan anlamaz
Hiç mi hiç çekilmiyorsun keseci

Kese vurdun beni eyledin hasta
Ailemi ise bıraktın yasta
Beni serdin yırtık bir posta
Vicdan senin nerendedir keseci

Sekiz Direkli Hamam senden korkar
Müşterilerin başka yöne akar
Senin ellerin şimşek gibi çakar
Müşterinin o canına keseci

Trabzon’un Sekiz Direkli Hamam’ı
Sana oldu keseci er meydanı
Ama sen bilemedin kıymetini
Sen ne anlarsın altından keseci

Hamama giden terler derler yalan
Kurtoğlu tir tir titredi soğuktan
Senin gibi keseci yüzünden
Buz gibi su dökülür mü keseci

2001 Mart Trabzon