Kent Müzesi yanından geçen asfalt yol
Hatırlatır bana eski günleri;
Bir anda gözümde canlanıverir
Kırmızı kiremitli Keşan Evleri
Ve Keşan Rüzgarı’nda semazen olan
Değirmen Kırı’ndaki Yeldeğirmenleri
İşte tam burdaydı harman yerleri
Upraklar, Tokmaklar ve diğerleri
Mübadele Göçmeni adlı kuşların
Mütevazi çömlekçi atelyeleri
Buğday-mısır tarlaları, “0oha! “sesleri
Çakmak taşlı dövenleri çeken öküzler
Peşkiri serdiğimiz çam gölgeleri
Eski Keşan günleri işte böyleydi
Tüm hayat, siyah-beyaz film gibiydi
Nüfus, sekiz bin-on bin civarı idi
Tozuyla, rüzgârıyla, yaşantısıyla
Keşan, kasabadan çok köye benzerdi
Ne elektrik vardı, ne kanalizasyon
Ne buzdolabı,.......ne televizyon
Develer otobüstü, öküzler taksi
Yolar taşlı-topraklı , sokaklar kirli
Sokakları kokuturdu b..k tenekeleri
Develer fırınlara odun taşırdı
Eşekle odun satan insanlar vardı
Sığırtmaca teslim edilen sığırlar
Su Deposu yanında toplanırlardı
Yalaklardan su içmeye bayılırlardı
Zeval vakti geldi mi dağılırlardı
Sokaklarda “muu!”diye bağırırlardı
Geçtikleri yerlere tezek saçarlar
Tıpış tıpış evlerine koyulurlardı
Bu yüzden sokaklar tezek kokardı
Sığırlar kuyruğuyla sinek kovardı
Gübre böcekleri, kara sinekler
Bu taze tezeklerle bayram yapardı
Her evde bir lâğım çukuru vardı
Dolunca, tenekeyle boşaltırlardı
Taze tezek kokusu yetmezmiş gibi
Yolları, b..kla da kokuturlardı
Geceleri görünmezdi Korudağları
Ürkütürdü çakalların ulumaları
Hendeklerin içinde saklanırlardı
Korudağ’ın yabani boz tavşanları
Turnalar uçuşurdu mavi göklerde
Kablumbağalar gezerdi otlar içinde
Engerekler , Bozyörükler, Kara yılanlar
Kokuyla bakarlardı gözlerimize
Sonra badem ağaçları, yeşil çağlalar
Asmaları salkım saçak üzümlü bağlar
Hastane önündeki o bodur çamlar
Dokununca patlayan acı kavunlar
0nlarsız olmazdı burda bayırlar
*
Keşan’ın bunaltan tozlu-toprağı
Sormadan girerken gözlerimize
Cırcırlar saz çalardı yaz aylarında
Ekin biçip- harman döven emekçilere
Kokucu Niyazi’nin “Neleer vaar! sesi
Karışırken”Dondurma kaymaak” sesine
Hasan Aktaş Ağabey’in “Bozaa!” sesleri
Zeval vakti toslardı ezan sesine
*
Tarla süren, çapa yapan bir sürü baba
Hepsinin elinde orak ve yaba
Örneğin; koyuncu Şilit Halil Ağa
Bağ asması budayan Mısırlı İsa
Demir Bozkurt, Süleyman Ağa ,
........................................Rüştü Karlıdağ
Patates uzmanı Hacı Harhatır
Suyunu testiyle içen Musâ’ga
Cambaz İsa, Murat Amca ve Bayram Aga
Kır atıyla nöbet tutan korucu Cemil
Ahmet Öngel, Yusuf Katıksız,
............................................0dacı Hasan
İşlekler, Serçeler , Yayageç Şaban
Kapları kalaylayan uzun Süleyman
Gün boyu örs döven Kündeş Ramazan
Kısaca kadın-erkek...tüm mahalleli
Gün boyu buralarda hep ter dökerdi
Bahçeleri dolduran saz demetleri
Hasır yapılmak için sıra beklerdi
Demirciler, bakırcılar, Elfide Abla
Alnındaki terleri elle silerdi
*
Uzatmaya gerek yok, sanırım yeter
Bu yol Yeni Mahalle’ye uzayıp gider
Evronos Bey Yurdu’na “Merhabalar!” der
Ata Kent’in, Belkoop’un önünden geçer
Yol boyunca dizili kâhgir evlerle
Duvarlardan yollara bakan çiçekler
Üsküdar Kumpircisi, çocuk bahçesi
Harun Yalçın Parkı’nın genç servileri
Abbas Dede Sahası’nın yeşil çimleri
Cumhuriyet Çamlığı’nın çam filizleri
Özkaya Camii’nin tek minaresi
Çoban Çeşmesi’nden su içen gençler
Çınaraltı Kahvesi, diğer kahveler
Bulutlara uzanan apartmanlarla
Yeni Mahalle , Cumhuriyet kol kola girer
İlim-irfan yuvası denilen yerler:
Devlet 0kulları, özel liseler
Gençlik Spor Merkezi, özel kolejler
Korudağ 0rmanları, çamlar-meşeler
Vızır vızır gelip-giden o minübüsler
Genç- yaşlı bademler, tüm minareler
Ensaray , Toki Cami ve de Yörüker
Çarşı Cami, Özkaya....hepsi beraber
Her biri kucak açmış bizleri bekler
Az ilerde dikkat çeken mimarisiyle
Selçuklu’yu anımsatan elbisesiyle
Çamları, çiçekleri, servileriyle
Fatih Sultan Mehmet İlkokulu :
......................................“Biz de varız! der
Bu yol Fakülte’nin önünden geçer
Sarıkız’a doğru kıvrılır gider
Cami yanındaki geniş meydanda
Her bahar yeşillenen kara toprakta
Uçurtmalar uçurur çocuklar,gençler
Keşan’a kemer olan alçak tepeler
Sevda Tepe , Tosbağ Tepe,Yumurta Tepe
Sivri Tepe, Kale Tepe.....bütün tepeler
Tepelerin eteği’nden akan dereler
Üç ahlat ağacı, mor mor sümbüller
Ve burda saydığım bütün nesneler
Yusuf Çapraz Yüksek 0kulu’ndaki
.......................................çalışkan gençler
Gençler için yapılmış parklar-bahçeler
Keşan Kalesi’ndeki yüksek antenler
Kale Bayırı’ndaki çamlar-meşeler
0tuyla , çiçeğiyle... bütün tabiat
Eski Keşan, Yeni Keşan... hepsi beraber
Adliye Sarayı’nı alıp yanına
Yeni doğmuş kuzu gibi size melerler
Tepelerin önünde halay çekerek,
“Yeni bir Keşan doğdu, gel de gör! “ derler
.......................... *
Ali Koç Elegeçmez
Kayıt Tarihi : 8.12.2019 12:27:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yaşanmış sonsuza dek yaşatmak için yazıl- mış olup MÜZELİK ŞİİRLER Katagorisine dahildir.,Son yirmi - yirmi beş yıl içinde bu bölgede faaliyete geçen okullar şunlardır: 1-Anadolu Lisesi-2-Özel kreşler (Özel Doğa Eller Ana Okulu- Kahraman Ana 0kulu) 3-Bilişim Lisesi ( Dr.Rıfat 0sman Anadolu Sağlık Lisesi- Ticaret ve Sanayi 0dası Anadolu Sağlık lisesi) 4-Doğru Cevap Koleji 5- Final Lisesi 6-Hersekzade Ahmet Paşa İmam-Hatip lisesi 7-Süleymanpaşa İmam-Hatip 0rtaokulu 8-Uğur Lisesi 9- Behçeşehir Koleji 10- Feride-Mehmet Çuhacı 0rtaokulu 11-Gazi özel Eğitim-iş Uygulama Merkezi 12-Yusuf Çapraz Uygulamalı Yüksek 0kulu 13-Özel Doğa Eller Ana 0kulu14-Özel Nevzat Kahraman Koleji *

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!