Keşan'da Eski Yeller!

Ali Koç Elegeçmez
841

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

Keşan'da Eski Yeller!

Ne zaman soluklansam
.................................şu "Şehitlik Parkı"nda
Eski dereler akar ayağımın altında
Sıçrayan damlalardan anılarım fışkırır
Her biri halay çeker suyun şırıltısında
Geçmişe köprü olur suya düşen damlalar
Açar kapılarını o eski hatıralar
Havuza konup kaçan guguk kuşları gibi
Sanki bana her biri bir şeyler anlatırlar
Örneğin;altmışlardan seksene giden yıllar
Tüm Keşan siyah-beyaz günleri yaşardılar
Kırk metre ilerde Yaraman'ın Fabrika'da
Gündöndü tanesinden yağ çıkarırdılar
Ters yönde, Ali Ağa Değirmeni önünde
Öküz arabasıyla bekleşirken yurttaşlar
Dönen devran misali dönen yuvarlak taşlar
Ali Yanar Amca'nın o usta ellerinde
Buğday tanelerini un-ufak yapardılar
Yazlık Yeni ve Borsa, bunlara komşuydular
Keşan Sinemaları'ndan son hatıradılar
Canımıza can katan mevsimlik sebze gibi
Fazla uzun sürmeyen bir hayat yaşadılar;
Zeminleri topraktı ,üstünde sandalyalar
Sandalyalar üstünde, her yaştan
………………………….............genç insanlar
Çekirdek çıtlatarak, gazoz fokurdatarak
Yeşilçam filmlerinde hayaller kurardılar
Bu kadar değil elbet, daha nice anılar
Sıçrayan damlalardan sanki bana bakarlar
Örneğin, yalaklarından su içer cılız atlar
0nlara eşlik eder ineklerle mandalar
Testi ve tenekeyle su almak için eve
Kadınlar ,çeşmelerin başında tartışırlar
Minik kuşlarla dolar telgrafın telleri
Kulaklarıma gelir telli turna sesleri
Taş plaktan süzülen eşsiz besteleriyle
Damlaları oynatır Hacı Arif Efendi
Fırına penevitle ekmek taşır Gülperi
Bakracıyla evine su götürür Ayperi
Dokuma tezgahında,
………………….......sazlardan hasır dokur
Evin ortanca kızı esmer tenli Nurseli
Deveyle odun çeker Seydi Köylü
……………………………............Muhammet
Cumhuriyet Hanı'nda çorba pişirir
………………………………..............Mehmet
Kaçamak tokucunu kazanda sallar durur
Ocağın başındaki bindallılı Hamiyet
Kalaycılar sokakta kalaylarlar kapları
0rak-çapa yaparlar demirci kalfaları
Araba tekerine halka geçirmek için
Beş-altı gün ter döker araba ustaları
Eski Mektep Sokak’ta yanar sokak feneri
Bekçi Avkıran Amca öttürür düdükleri
“Geçmiş zaman olur ki.." işte bu! ,
………………………………..…....dedikleri
Bu köpüklü sularda zıplar durur her biri
Şapkamı uçururken tozlu Keşan yelleri
Hayalimde canlanır Beşli Yeldeğirmeni
Buğday çuvallarından boşalan buğdayların
Değirmen taşlarında rakseder taneleri
Davul- zurna sesinde şenlenir mahalleler
Mis gibi susam kokar at’lı tahinhaneler
Hastaya şifa veren Dr.Tayyip Bey gibi
Deriye hayat katar eski tabakhaneler
Dizer ibriklerini çömlekçi Mehmet Usta
Atına nal taktırır Mısırlıoğlu İsa
Panayırın tadını çıkarmak için elbet
Bir handa yer ayırtır
..…………..................Mahmut Köylü Mustafa
Döner durur havada zincirli salıncaklar
Patlar Gamsız gazozu, patlar elimde
………………………………….............Bahar
Döner atlı karınca, döner dönme dolaplar
Ve tahta tezgahlarda halâ zıplayıp durur
“Çamlıca” paketine fırlattığım halkalar
Yılan kızı Şahmeran şaşırtır hepimizi
Denizkızı Eftalya, güldürür kimimizi
Ve çadır tiyatrosu; komiktir söylemesi
Ergenlik çağımızdan namahrem sırlar
………………………………….......…...saklar
Başımı ağrıtırken patlayan patlangaçlar
Dönen motosiklette, bayrağı açar Cabbar
Hayvan pazarındaki arabalar yanında
İnekler, mandalarla tezek yarıştırırlar
Sonra horoz şekeri, renkli pamuk helvalar
Toprak testilerinden, bardakla su satanlar
Bozacı Hasan Ağbi ve bütün basmacılar
Havuzun sularında yeniden canlanırlar
Altmış ve yetmişlerde böyleydi panayırlar
Tüm Keşan,.yedi günlük mahşeri yaşardılar
Sonra; Işık..Aile..Zafer..Park..Yeni..Emek…
...........................Millet, Borsa..ve Ordu evi...
Yaşanmış gerçek değil sanki bir rüya'dılar
Keşan bir kültür kenti onlar sinemaydılar
Yedinci sanat ile bizi tanıştırdılar
O film müzikleri ve yerli filmlerle
Yıldızların altında bizleri ağlattılar
Gece gündüz açıktı yola bakan kapılar
Aile..Işık..Zafer..rekâbet yapardılar
Hele hafta sonları; cumartesi ve pazar
Emek, Yeni ve Borsa;kışlıklar ve yazlıklar
“Bir bilete üç film” anonsları içinde
Gençlerle, çocuklarla, askerle dolardılar
Film yapımcıları bilirdi zevkimizi
Çoğu kez aşk kokardı Yeşilçam filmleri
Ağlatan filmlerde ıslanırken mendiller
Gökte yıldızlar bile anlardı halimizi
Çekirdekçi Sali’nin ” taze kavrulmuş” sesi
Leblebili gazozun damaktaki lezzeti
Beş dakka aralarda bakışan aşıkların
Görmenizi isterdim gözlerindeki zevki
Şimdi nerede görsem süt kokan mısırları
Beynimde çın-çın öter sinema anonsları
Anlarım ki az sonra bize ulaşacaktır
Sinemacı Cevat'ın "başlıyoor! " çığlıkları!
………….....*..

Ali Koç Elegeçmez
Kayıt Tarihi : 21.3.2008 19:35:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Şimdiki nesil bilmez..1950-1960-1970 yılları arasında biz bunları yaşadık...hem de ne yaşamak! .. Siyah-beyaz günlerimizi, gökkuşağı renkleriyle donatmıştık..ya da gönlümüz böyleydi...rengarenk....Bizden sonrakiler de bu günleri şiirlerde yaşasınlar istedim..... Yazmazsak yaşadıklarımızı, bizden sonrakiler ne bilsin! OCAK.2006-Keşan NOT: Bizden sonraki nesil bilmez..1950-1960-1970 yılları arasında biz bunları yaşadık...hem de ne yaşamak! .. Siyah-beyaz günlerimizi, gökkuşağı renkleriyle donatmıştık..ya da gönlümüz böyleydi...rengarenk....Bizden sonrakiler de bu günleri şiirlerde yaşasınlar istedim..... Yazmazsak yaşadıklarımızı, bizden sonrakiler ne bilsin!

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!