Kervan
Yolgeçen hanından katran katran kaynayan kan
Damarlarında dolaşan nefret
Meşk akşamlarında dikili dudaklarından kalan
Paslı tırnakların zakkum kokulu yemiş ellerinde
Bir buse dilimsiz zamanın tek ve yekûn halinde
Gayri tarif bir hal gözlerine dolan
Susuz çeşmelerin başında elinde günahtan testi
İffet ayaklarının altından akan
Uyan tatlı bir name halinde işleyen güne
Islak kaldırımlarda şehrin karanlığı bir dem
Sahipsiz bedenlerin ruhtan efendisi
Hakkın gölgesinde büyüyen yaban çiçeği
Vur tıkırtılı ayazın ardından sessizliğe bir gem
Sefil yolculuğun arifesinde kendi halinde
Çöller efendisi her hali halden öte
Kum fırtınası gözlerde şimşekler afet kervan önde
Kayıp şehrin gizli mimarı, gizem avcısı öze
Nedir zaman, nedir insan boğulursun sualden suale.
Kelimelerde mahpus, cümleler dört duvar
Noktalar bekçi, virgüller pranga
Söz dilden dökülürse olur işkence.
Dilsiz bir adam sağır sultan
Önünde ki kadından bir kervan.
Kayıt Tarihi : 14.5.2009 17:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)