Kültür; tarihî, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddî ve manevî değerlerdir. Kültüre ait değişmeler, cemiyetlerin gelişmesinde en esaslı faktörlerden birisidir.
Kültür değerlerimiz arasında en başta dil gelir. Dil bizim için tabiî bir mirastır. Bu miras sayesinde biz, asırlar boyunca devam eden varlığımızdan ve hayat tecrübelerimizden haberdar oluruz. Kültür varlığımızı, bütün zenginliği ile dil sayesinde öğreniriz. Dilimiz, millî
varlığımızın en önemli taşıyıcısıdır. Bizi “ezelden ebede” o taşır.
Türkler, yüzyıllar boyunca gerek göçebe gerekse yerleşik hayatlarında tüm duygularını dil ve edebiyatla en güzel şekilde ifade etmişlerdir.
Türk tarihi ve onun bünyesinde meydana gelen Türk edebiyatının başlangıcı çok eski zamanlara dayanmaktadır. Çok geniş bir sahaya yayılmış olan bir Türk kültürü ve edebiyatı vardır. Bu edebiyatın bir parçasını da Irak’ta yaşayan Türkmenlerin kültürü ve edebiyatı
oluşturmaktadır.
Geniş bir sahaya yayılmış olan Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanmasından sonra oluşturulan yeni devletin sınırları çizilirken daha önceden İmparatorluğun egemenliği altında bulunan ülkelerden biri olan Irak, yeni devletin sınırları dışında kalmıştır. Bu nedenledir ki
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız