Ey gönül ulağı, al bu sözümü,
Asıl sâhibine yâranıma ver!
Şahin pençesiyle dağlara yazdır,
Bizi yüreğinden soranıma ver!
Rüzgârlara karış, dallara söyle,
Gönderde nazlanan allara söyle,
Azatlığa destan kullara söyle,
Düşlerimi hayra yoranıma ver!
Duymasın nâmertler, deme nâdâna!
Gitme şâgillerle tafra satana!
Herkes taşlıyorken has gül atana,
Beni can evimden vuranıma ver!
Yollar engebeli, menziller ırak,
Serap sarmalında dilekler çorak;
Kangırenden beter bu sinsi firak,
Yarasını kendi saranıma ver!
Bir kasırga esmiş, eğmiş ekini;
Kaybetmemiş buna rağmen erk'ini;
Düşünmemiş ahde vefâ terkini,
Başı dik, ayakta duranıma ver!
Baykuşlar tünerken virânelere,
Akbabalar üşer kan sinelere;
Pabuç bırakmadan divânelere,
Dosdoğru hedefe varanıma ver!
Kasıp kavursa da diner fırtına;
Azmine yol bulan bakmaz ardına;
Yangın ortasında od'lar yurduna,
Derman otağını kuranıma ver!
Babagürgür ateşler de özümü;
Musul'dan Erbil'e saçar közümü.
Kerkük, Telâfer'de güldür yüzümü,
Tuzhurmatı'ya geç, zor anıma ver!
Kale gölgesinde, üç ağaç incir...
Yer, gök pırangada, kollarda zincir,
Öyleyken alarak aşk ile Tekbir,
Esâret putunu kıranıma ver!
Ey gönül ulağı, al bu sözümü,
Türk'ü yüreğinden soranıma ver!
Kayıt Tarihi : 24.6.2008 22:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!