Kurtarabilsem
Kurtarabilsem seni senden
Alabilsem ellerime
Yalnızca sevsem, sevebilsem
Güneşi söndüren güzelliğini
Sana anlatabilsem
Ey tarihin bilineninden bilinmeyeninden gelen
Ey gövdesinde nice ırmaklar taşımış nehir
Önüne çıkan adanın solundan sağından dolanırken; şimdi
Soldan akan da sen, sağdan akan da senden; değil midir?
Sen ki; ırmakları sinene aldıkça büyüyüp serpildin
Oğlum
Eski günlerle mukayese edilince
Zor, belirsiz günler yaşadığını
Zaman zaman umut aradığını
Farkedebiliyorum…
Akşam olunca, ikinci güneşim doğar benim,
Karanlıkta, küçük bir aydınlık arar gözlerim,
Hayalini görünce sana uzanır ellerim,
Sana açılan bir kapıdır, şiirlerim,
Kimi gün oralardan getirirler seni bana,
İnanmıyorum artık, ne aşka ne sevgiye,
Sunma bana o kadehi, hayat doludur diye,
Çoktan içtim ben o zehri, şarap niyetine,
Söküp atma çabasındayım, yaşama ümidiyle,
Hani aşkın güzelliği, nerede kaldı,
Unutmak mümkün değil,
Unuttum dese de dil,
Dünyaları verseler de,
Seni unutamıyor gönül...
(1986 - Ankara)
Kimsesizim
Düşünüyorum...
Tanrı, yaşam, ben
Ya da,
Ya da sen...
Ne farkeder
Akşamların ne güzeldir senin
Gecelerin,
Kızıl saçlarının arasından
Görmek o aşk dolu gözleri,
Ayasofya 'dan Boğaz 'a düşen hüzmeleri
Dudaklarında sevda şarkıları...
Özgürlüğümsün sen benim
Dağlar gibi...
Gülleri, papatya ve nergisleri getiren
Rüzgar gibi...
Kurumuş dudaklarımı ıslatan
Irmaklar gibi...
İnandım
Sana, seninle ilgili herşeye
Sevdim de
Onların hepsini
Sevdirdim...
Büyüklüğünü kabul ettim
Şiirlerin çok güzel..
Rabbim İlhamını attırsın.
sayın müdürüm siz neymiş sinizde bizim haberimiz yok muşş gercrkten şiirleriniz cok güzeldi
sizi hiç unutmayan şöförünüz vedat van