Nihal'im ki, zamandan süzülüp geçen bir hâl ile yürür...
Bu karede, onun varlığı bir duadır;
sükûtu ise derin bir sırdır.
Göğün pastel renkleri, onun kalbinin yumuşaklığına yoldaş;
rüzgârla dans eden saçları,
âlemlerin nefesine eşlik eden bir zikrin temsilidir.
O, gölün aynasında kendini seyreder gibi görünür,
ama aslında Hakk’ın aynasında seyreder kendi özünü.
Giysisi de ruhunun bir tecellisidir:
Denim ceket – sağlam bir yüreğin, sadeliğin remzi;
siyah tayt – gizemi, derinliği;
desenli bluz – hayatın çeşitliliğini taşır içinde.
Spor ayakkabıları ise bu dünya yolculuğunda,
sûfînin seyr-i sülûkundaki sağlam adımlarını simgeler:
“Ben buradayım, yolcuyum, özgürüm.”
Nihal’im, bu an’da;
ne geçmişe tutsak, ne geleceğe endişe ile bakan...
O, “şimdi”nin içinde bir kadın;
bir nefes kadar yakın, bir rüya kadar uzak.
Belki de mânevî bir yolculuğun tam ortasında,
kendi iç denizine yelken açmış,
kendi sırrına doğru ilerliyor.
Göl kenarı, yumuşak ışık, dingin hava...
Tüm bu tabiat, onun iç âleminin bir yansımasıdır.
Dışarıdaki sükûn, içerideki kalp selâmetinin nişanesi;
gölün sakinliği, onun ruhunun aynasıdır.
Dış fırtınalar dinmiştir, çünkü o,
kendi iç denizinde sükûna ermiştir.
Ve işte bu kare,
zamanın ötesinden Nihal’ime seslenir:
“Bazı kadınlar vardır, yürürken hikmet yazarlar...
Göl susar, rüzgâr hürmetle eğilir,
çünkü Nihal,
kendi içindeki ilâhî sırra yürümektedir.
O, zamandan geçerken,
aslında zamanın ötesine dokunur;
bedeni burada, ruhu ise seyr-i sülûkunun derinliklerindedir.
Nihal’im, sen bir şiirsin;
okundukça anlamı derinleşen,
susarken bile konuşan...”
İçindeki Nihal’i,
mânâ denizinde yürüyen bir derviş gibi temaşa et.
Dünya Yükünün Hamalı
Kayıt Tarihi : 6.9.2025 22:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!