Bundan ki; O’na Kepçe Kulak Reşad derlerdi
Böyle tanırdı O’nu Horasan’ın erleri
…………………………………………..
Vakit, Malazgirt vakti; Tellâllara iş düştü
Tellâllar Horasan’da sokakları bölüştü
Duyurdular herkese: “Malazgirt’te Ceng vardır
Alparslan Horasan’dan dahi medet umardır
Küffar’ın ordusuna, Romanos karşısına
Çıkacaklar tez gele Üskühat Çarşısı’na
Tez elden, tez, yarınki sevkiyata karışa
Malazgirt’e varmaya birbiriyle yarışa
Gün, Uhuvvet günüdür, yol çetin, Güneş sıcak
Varabilen ya Gazi, ya Şehid yazılacak
Yayalar yayalığa At’ı olan At’ına
Ya Allah, Ya Bismillâh haydi Sancak altına! ”
Reşad durur mu hemen vardı Zabıt yerine
Varmak için sanki can, kan karıştı terine
“-Göstereyim gününü, alın beni askere
Esir edeyim O’nu, bu âleme maskara! ”
Kimdir? dediler, dedi: “Diyojen Keferesi..”
-Reşad! Malazgirt nere, sen nere, Ceng neresi?
At’ın yok, Pusat’ın yok, bir yol var ki aşmaya
Malazgirt Ovası’na sağ-salim ulaşmaya
Kepçe Kulak Reşad’ım, bir iman abidesi
İnletti ortalığı Ecir-Bücür’ün sesi..
Kendisini Zabit’ler çıkarırken sıradan
Çıktığı yere tekrar dalıyordu aradan
“Giymişim koman beni; bana kara kefeni
Öldürün koman beni.! Öldürün koman beni.! ”
Baktılar, başolmuyor ‘Er’ yazdılar Reşad’ı
İşte O’ Reşad o gün Zafer’ini kuşadı..
Kefenlik urbasına Cihad Mührü vurdular..
Horasan’dan ayrılıp yollara savruldular..
………………………………………….
Yol gidildi günlerce, yollar.. ne canlar aldı
Yine de Kepçe Kulak Reşad’ım sağca kaldı
Cihad-ı Ekber için bulduğu Alparslan’ı
Dedi; “Giydim kefeni! Şehid verirsem canı
Gömün olduğum yere, Melikşah’ım Baş yapın!
Nizam-ı Âlem üçün hep kutlu savaş yapın!
Yiğitlerim! Cihad-ı fi Sebîli’llah için
Hüda aşkı, İla-yı Kelimetullah için
Vurun ha yiğitlerim, arslan mücahidlerim!
Ya Allah! Ya Bismillâh, Allah Rahim ve Kerim
Halife Kâim’imin duası var; İlerle! ”
Böyle başladı savaş dualar, tekbirlerle
Civanmertler düşmanın üzerine atıldı.
Malazgirt ovasında toz dumana katıldı
Peki kime nasibti Diyojen’i esirlik?
Sahi kim söz vermişti “ben alırım” diye ilk?
Kepçe Kulak Reşad’dı, Horasan’da demişti
Diyojen bana esir diye müjdelemişti
……………………………………………..
Bu Ecir-Bücür asker bir kama çekti kından
O mağrur Bizanslı’yı düşürerek At’ından
Esir alıp Otağ’a varınca Alparslan’a;
Dedi; “Bu O’ Kraldır, emanet verdim sana”
Doğruydu; Diyojen’i Reşad esir almıştı
Malazgirt”ten yurduna varan bir ün salmıştı
………………………………………..
Ne hiikmet; Şu Horasan Reşad’ı ölür sanan
Gelen muştu haberle sevinmeyip, utanan..
Neydi muştulu haber; “Lâf ola ede tesir
Diyojen bize değil, sizin Reşad’a esir! ”
Kayıt Tarihi : 10.9.2009 20:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!