kent ışıklarını yakar
kent ışıklarını yakar, ama hep
karanlıkta kalır martıların çığlıkları
sise batmış
çığlıkları
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
yüreğine sağlık. unutulmaz gençlik anıları.
Ecelim kapıda bu can telaşta Durma çek ipimi çek git bir anda,,,Al hadi hançeri vur hadi sırtıma Acıma nasılsa kahpelik kaç para..? Namerdim bakarsam dönüp de arkama,Acıma, Nasılsa KahPeLiK SoN ModA...
Ecelim kapıda bu can telaşta Durma çek ipimi çek git bir anda,,,Al hadi hançeri vur hadi sırtıma Acıma nasılsa kahpelik kaç para..? Namerdim bakarsam dönüp de arkama,Acıma, Nasılsa KahPeLiK SoN ModA...
Yorgun çocuklardık,geçmişimz kan revan içinde,geleceğimiz...? yaşadklarımz unutulmaz oldu,biz ki bilenmeyi öğrenmiştik acılardan,kavgayı öğrendiğimiz kadar,yakıp dursada bağrımızı hicran,zemheri ayazında kalsada güller,bel bağlamadık hiçbir allah kuluna...bir yol ayrımındayız artık,bitrdik bütün Yanlışları ve Yanılgıl...arı..Şimdi Yürüyoruz kendi yoLumzda başka hiç kimseyi düşünmeden umursamadan, İstemedeN...
Ağlamak Zor Aslanım...Biz Laf Olsun Diye Ağlamadık,Akan Yaşları Bile Tuttukda Bırakmadık...Halimizi Kimse Bilmesin Diye Gün Geldi Gözümüzü Bile Açmadık...GüLdüK...İNADINA...Şimdi Duysam ki Bir Damla Suya Hasretsin İLacıN Bende,ALem DuysuN Ki TüküRmeM Tükürmeyeceğim Suratına ŞiFaN OLmaSıN Diye...GüLeceğiM...İNADINA...Ey... Mazi! Şimdi İsteR DinLe İsteRseN SöyLe...TakmıyoruM ArtıK...İNADINA...
Sükut ettim,''Kahrı var'' dediler.Biraz söyledim, ''Zehri'' var
dediler.Sustum, kahrından susuyor dediler; biraz konuştum,zehrini
kusuyor dediler...
Sevgiyi üç kuruşa satın alamazsın,AMA BU DEViR O DEViR! ! Sevgiyi ihanetinle bedel ödetemezsin,AMA BU DEViR O DEViR! ! AŞK yalanlarla beslenmez,AMA BESLENIR çünkü BU DEViR O DEViR! ! Peki gerçek SEVDA, gerçek AŞK, gerçek SEVMEK nerede? ? Bulamazsın... çünkü BU DEViR öyle BiR DEViR! !
Bitti güvenim
Hakkın olamaz bu aşk senin
Çabam boşuna
Bitmedi yalan sözlerin..
Yangından Çocukluk Kaçırır gibi,Birdenbire,apar-topar Büyüdük...Bu Çocukluk Yanımız Ondan, Bu kırılgan,Bu Zamana Vahşi Yanımız Ondan... İnce bir Yanımız Var,Bir Yanımız Erkekçe, Annemizden Merhameti Almışız,Babamızdan Kudreti...Biz,Bu Ateş Çemberinden de Geçeriz, GeçeriZ KardeşiM... Çocukken,Bir Çoban Değneğiyle Top...rağa Yazdığımız,O Yıldızlı,O Şerefli Sözleri, Bu Hayatın ALnına da Kazırız...KazırıZ KardeşiM...
Yüreklerde ünlem,Kafalarda soru işaretiyim..Ben deliyim..Anlamayana az,Anlayana çok gelirim.. İnsanlardan sadece çocukları severim,Onlarıda büyüyünceye kadar..Kimisi tükürür,Kimisi öper beni...Tükürene Mezar,Öpene Lalezar Olurum...
Bu şiir ile ilgili 25 tane yorum bulunmakta