Bulutların doruklara dokunduğu yerde
Güneş gözleri olmayan bir keman
Ay kulakları sağır bir piyanodur
Ve bu meşrulaştırmaz bir kentin yalnızlığını
Çocukların yakar top oynadığı
yerde değil bambaşka bir yerde
Bir emekçinin canı yanabilir
Para küfürlere layık olurken
Lidyalı'lara kemik sızısı kalır
Dağların denize küstüğü kentlerde
Sular can dostu olur havanın
Tıkanan iki nefes suçlayabilir
sigarayı,zaten sigara hep hüküm giyer
Hak yemek ise mübahtır
Sigaranın suçlu olduğu bir ülkede
Güllerin açtığı semtlerde evler
Gökkuşağı badanalarla evlenir
Bülbüllere düşer nikah memurluğu
Güllerin solduğu semtlerde evler
Kara badanalar giyinir
Bülbüller cenazesinde ağlarken güllerin
Ve anlam kazanır güller
ölürken yaşayan fersiz beden
Tan yeri ağarlığını giyinirken
Uyanan bir insan eksiktir
Güneş suları ısıtırken kürece
Kalplerin soğuması çaresizcedir
Yalancı Norland bile bunu inandırabilir
Kurt kapanı bulutlar yutmaya hazır
ve nazır bulunurken gün dalışında
Ay yeni doğan bir bebek kadar
masumdur gülen kraterleriyle
Hatta kiraza çalan kızıllık elbisesiyle
Bir yarım ay her kadından güzeldir
Suların aynalaştığı yerde
Kaderin şampiyonluğudur yalnızlığı
paylaşan bir adam ve bir kadın
Kadın fotoğraf çekinirken güzel
Adam şiir yazarken yakışıklı
Sular tuzlu olduğu için tatlıdır
Uykusuzluğa mahkum bir dolunay
Tırmanırken vişne bahçeli dağlarda
İsmini 'gece güneşi' koyar makiler
Adında hükmü vardır yalancılık
günah olmaktan çıkana kadar
Ve yalan tanrılaşır bazen
Şarabın ayıplandığı bir ülkede
25.07.2019
Oğuzhan KocayılmazKayıt Tarihi : 3.10.2019 01:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!