Sen,
onca cana son veren harplerin
zaferini yüzünde taşırsın.
Gözlerinde ganimeti var uzun uzun öykülerin.
Yüzyıllık bir gelenek gibi,
oturup dizlerinin dibine seni seyretmek.
Ne zaman hazırlıksız yakalansam sana
Çehreme cılız mandallarla tebessümler asarım.
Bir kent kurulu ciğerlerimde
sokakları dar.
Boyası eskimiş binaların
balkonundan sarkıyorum sana.
Ilık bir gece bırakıyorum kirpiklerine,
pencereden çalabildiğim kadar.
Sokağımda misket oynayan çocukların
sevinciyle eşdeğer tutuyorum,
tenime ziyaretlerini.
Kapı komşularının hatırına sığınıp
küçücük bir fincan oluyorum avuçlarında.
Sen
beni
gazetelerin arka sayfalarında unuttun.
Sen
beni
kimsesiz çocukların saç tellerinde unuttun.
Kayıt Tarihi : 20.12.2020 13:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!