Kent ışıkları yandı semada,
Issızlık duaları bürüdü her yanı.
Yalnızlık göğüsledi kederi,
Sevgi ile doldu yürek, içinde bir umut çiçeği.
Bulutlar örttü gökyüzünü üstünkörü,
Göz yaşları ıslattı toprağı.
Bir bilmece gibi karşımda duran,
Yorgun, yıpranmış bir şehirde sevda arifesi.
Şühedanın mazisi uzandı uzaklara,
Sükûnet buldu her bir hecede.
Hicri bir serüvenin izinde seyrüsefer,
Yarınlara Allah kerim diyebilmek umuduyla.
Gölgesinde kederin kök saldığı şehir,
Erdemlere ket vurulmuş, cesaret kırık.
Hüzünle sarılmış mevsimlerin bedeni,
Gecenin seferi sessizliğinde bir yolculuk.
Ukde saklıdır her dize içinde,
Kederin miadı dolmuş, umut bekler.
Miadı çoktan dolmuş geçmişin ağırlığı,
Sükûnetin içinde anlam bulmuş bir rahle.
Şairin içleşen bir sus payı söylemi,
İhtişamlı gücünden öte yüce Huda.
Issızlıkta saklı, kırık dökük şehrin
Gönlünde saklı bilmece.
Her hece bir umut, her kelime bir öykü,
Gövdesine çakılı çiviler misali.
Suskunluğun kekremsi dokunuşunda,
Sevgisiz kalmış, köhne şehrin yorgunluğu.
Göğün altında, bilinmez bir meçhul,
Aşkın ve imanın Huda’sı gökyüzünde.
Susturulmuş kentin ışıkları yandı semada,
Sükûnetin şairi olmuş, yüreğinde bir umut çiçeği.
Kayıt Tarihi : 26.1.2024 10:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)