Bu çakmak daha çok sigara yakar
Ve bu kentte yalnızlık içime batar
Kaç dört mevsimdir bitiriyor bu aşk
Topraklar eskisinden daha çorak urfa da
Ve trafik kazalarının ardı kesilmiyor
Ölmek için yarışıyorlar sanki yollarda
Kaza tutanaklarında ismim yok henüz
Sana çarpıldığım kaza istisna
Asker sevkıyatları hala konvoylarla yapılıyor
Yakın coğrafyada çatışma sesleri var hala
Ve polis noktalarında kurşun geçirmez yelek giyiliyor
Bu kentte silah taşımak güzellikten sayılıyor
Tehlikenin şekli değişiyor ama,
Köylü çocukların yüzündeki tebessüm değişmiyor
Yarısı yırtık lastik ayakkabıları
Biraz kuru biraz ıslak akan burunları
Geçmiş yıllardan eskimiş pantolonları
Ve geçen araçlara gülerek el sallamaları
Her mevsim taze kalıyor, papatya suratları
Ben sana tutsak, urfa yokluğa
Ben gözlerine urfa suya hasret
Urfa da büyüttüm seni
Bu susuz kurak kentte yeşerttim sevgini
Bu kentte öldürmez ise beni
Azrail’in hakkı yok
Sana kavuşmadan alıp götürmeye beni
Yaşadığın kenti düşünüyorum her an
Orada da polis noktalarında korku var mı
Orada da jandarmaların asker sevkıyatı olağan mı
Orada da iki dudak arasından çıkan söz, kutsal mı
Ve çocukların akan burunları
Yırtık lastik ayakkabıları
Orda da meraklı-meraklı el sallarlar mı
Gözlerine bir okyanusu dolduran sen
Yüreğinden urfa'yı nasıl çıkardın bir bilsem
Bir bilsem, o kentte yalana ne denir
Bir bilsem, o kentte ihanete ne denir
Bir bilsem, o kentte HASRET nasıl bitirilir
Sana sevgimi ellerimle getiremedim ama,
Sana sevgimi asker konvoylarıyla gönderiyorum
Sana sevgimi istihbarat tutanaklarıyla yolluyorum
Sana sevgimi bir itirafçı yüzsüzlüğüyle haykırıyorum
Sana sevgimi ağlayan her çocuğun gözyaşları ile boşalıyorum
Ve senden okyanusundan bir damla istiyorum
01.10.2004
Aydın KansırayKayıt Tarihi : 1.10.2004 23:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)