Bumuydu yaşamak, onca insan arasında yapayalnız.
Canı yanınca naraları basan, çıkarına dokunanı yakan,
İşte ben karşındayım; korkmuyorum,
Dalkavuk, yalaka nefsinin kölesi insanlar,
Onca insan arasında ürkek savunmasız.
Beni asılan bir akşamda dönüp bakıyorum gölgeme,
Gölgesinden korkan insanlar,
Kaçak bir yolcu,
Kendinden kaçan,
Sırrına akıl erdiremediği cümbüş dolu dünyanın kaçak yolcuları insanlar,
Sönük, sıcak, bir yıldız kaydı diyorlar her ölenin ardından
Sonsuz semada nereye kayıyor bu yıldızlar,
Neden tükenmiyor,
Gidenin yerine yenisi geliyor anlaşılan,
Ya da kendisini her seferinde başladığı noktaya getiren bir çemberin etrafında dolanıp duruyor habersiz.
Bir deniz dalgası değince yüreğime anlıyorum suyun serinliğini,
Alev alev yanan bir yangın yeriydi yüreğim.
Soramıyordum bir o kadar basit, bir okadarda kilit soruyu,
Yangın ne demekti.
Kurdukları zavallı dünyada mutluydu bu insanlar
Halbuki sevgiyle besleyip, ümitle boğduğum,
Hasretle dokunup hüzünle akıttığım göz yaşlarımı onların cürmüne feda ettim.
Kavramakla yetinmedi;
Şefkatin elleri, sımsıcak bir dostluğun dili oldu,
Son durağın bekçisiydi yüreğim.
Issız kuytuların karanlık penceresinden izledim hep dünyayı,
Öylesine aydınlıktı ki gerçekler o pencereden;
Bazen düşünmeden edemiyordum,
Evrendeki renk renk, desen desen insanları,
O anlıyorum yangın ne demekti,
Dünya da bir yangın yeriydi yüreğim gibi.
(15 Nisan 2000 Isparta)
Emsal TürküKayıt Tarihi : 14.1.2007 01:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!