#kendinize #ulaşın

#KENDİNİZE
#ULAŞIN

Dünya'nın en derin sözlerini sarfedersin, asla anlayamazlar ve anlayamadıkları gibi karınlarına burular girer kıskançlıktan, elleri titrer hasetlikten, tırnaklarını kemirirler çekememezlikten, hatta uykularını kaçırdıkların bile olur, "ben de niye böylesi meziyetler yok diyerek", kapkara kalplerine ritm bozukluğu yaşatacak düzeyde, çat diye ortadan çatlayacak hâle getirdiklerinin bir çoğunun ..

Hastanelerin âcil servislerine sevk eder gibi, nöbetçi eczaneler aratır gibi, şiddetli bir baş ağrısına maruz bırakan yahut tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa yakalanmış gibi hissettirirsin, hastalıklı ruha sahip o benliklerini !?

Kendinlik dersin, ille de kendinlik !..
Çünkü kendinlik dersindir aynı zamanda bilirsin ve hep yüz almışsındır, bir yüzü bile olmayan nice yüzsüzlük abidelerine rağmen !?

Sonra meraklarını cezbedersin acaba fiziksel olarak nasıl biridir diye ? Bir fotoğrafını paylaştığın andan îtibaren de bu kez seninle görsellik yarışına girerler, aynı hastalıklı ruhlarının bedenlerine de vurmuşluğunun delîli, şaftı kaymış ruhsal tipleriyle (!)

Sidik yarıştırma mevzusunu çoktan geçmişsindir de sen, onlar geçememiş olduklarını her fırsatta açık ederler farkında bile olmadan !? Ondandır hep, çişi gelmiş de tutamayıp üstüne işemiş biri gibi, suçluluk duruşu sergileyişleri (!)

Anan yaşındaki de evlâdın yaşındaki de hatta karşı cinsten, pala bıyıklısından tut da parlak model, entel-dantel cinsine kadar herkesin, seninle bir yarış hâlinde olduğunu fark edersin, dehşet verici hayretler içinde !?

Ne vardı beden dilini de bilmeseydin ?
Çok mu lâzımdı yürek okumak, onu da anlamasan, ondan da az geri kalsaydın keşke dersin kendi kendine !?

Kel biri seni görünce niye saçıyla oynama ihtiyacı duyar ? Şişman biri neden sana canını alacak gibi bakar ? Genç bir kız çocuğu, bir davete gideceğiniz zaman neden - o çok güzel oldu banane banane deyip de, ağlayarak, kendini alıp da yerden yere çalar !?

Peki her Şehirde neden, -nereden geldiniz sorusuna hep sen muhatap olursun !?
Saçın senin mi, kaşın senin mi !?
Kompleksli oldukları konular ve kompleks düzeylerine göre; sen de çok zayıfsın, saçların yıpranmış vb.gibi malayâniliklere de neden hep sen maruz kalırsın diye de sorgularsın kendini ?

Gündelik işlerini yapmak için muhatap olmak zorunda olduğun insanlar, neden hemen yaka- paça, faça düzeltip, ezikliklerini bastırmak adına ya üst perdeden konuşmayı, yahut yılışık yılışık davranarak, asılma moduna geçmeyi tercih eder hemen, diye de sorarsın yine kendi içine !?

Çok azından bahsettiğim bu nedenlerin, nedenlerinin hepsini biliyorum ben çok şükür ..
Bilmediğim daha doğrusu hiç anlayamadığım şey şu ki, "bu nedenleri üretenlerin neden hâlâ normal bir insan oldukları iddiasında bulunmuş olmalarıdır" !..

Kendimim ve ben bu kendimliği seviyorum, kendimi seviyorum çünkü ..
İnsanın kendini olduğu gibi kabul etmesi ve sevmesinden daha doğal bir şey olabilir mi ?

Başkalarından çok, başkalarının meziyetlerinden, görselliğinden, eksikliğinden-fazlalığından çok kendinizle uğraşın ki, kendinize ulaşın ..
Ve gerçekten bu ulaşım çok önemlidir, anahtardır her türlü ulaşım ve dolaşım sistemlerine ve benzemez asla başka ulaşım araç ve gereçlerine ..

Kendinize ulaşamadıkça sevemezsiniz ki kendinizi ve kendini sevemeyen bir kimse de sevemezdi hiç kimseyi ?
Sonrasında da böyle uğraşır durursunuz hep başkalarıyla, aklınızı bozacak şekilde hem de, türlü türlü başkalaşım evreleri geçirmek suretiyle !?
Sevmek için diyorum, ulaşın kendinize ..

Herkese SEVGİLERİMLE ...

[ Sevda Sevgi LALOĞLU ]