Her zaman ve her durumda içsel bir dalınçla kendimizle konuşuruz. Kendimizle bir çeşit bir kişiliğe bürünürüz. Burada takılıp kalmayız. Bu bir şizofrenik durum değildir. Biyolojik bölünme değildir. Enerji dönüşüm tabanlı bir bürünüştür. Bunlar bir şeyin yerine konan ve yerine konandan kopyalardır.
Bu durum enerji üssü olan durumlar içinde bulunan bir durumdur. Yani sizi oluşan ben denen "özne denen süjenin" süper pozisyon durumlar almasıdır. Kişinin üzerine dıştan bir kuvvetin (belki de beşinci bir kuvvetin) etkimesiyle kişi kendisini süper durumlara konumlayan transferler içindedir.
Sonu gelmez çıvlamaları önlemek için gidebileceğiniz en son ve en yakın yer olarak kendinizi bu durumlara konumlanırsınız.
Kişi biyolojik olarak değil ama her zaman kendisini bir başka durumla kopyalar. Düşünürken, hayal kurarken, dua ederken, bir kişiyi anarken veya saygılarken hep kendisini o kişi yerine koyup kendi kopyalarıyla konuşur. O kişi yerine koyduğu kendi kopyalarını hatırlar.
Nurlu ihtiyarın yanaklarında.
Yapraktan saçını yerlere yaymış,
Sonbahar ağlıyor ayaklarında.
Süzüyor ufukta bir kızıl yeri,
İçi karanlıkla dolu gözleri;
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta