Yüreğimin tezgâhını açtım, bitpazarına benziyordu. İkinci ele düşmüş, hoyratça kullanılmış umutlar. Kırık dökük hayaller, bitmiş sevgiler, unutulmuş dokunuşlar. Kökleri mazide kalan nilüferler misali su üzerinde gezinen umutlar, dünü bugüne bağlıyordu.
Zaman mı kandırıyordu bizi. Yelkovanın akrebi kovamla sürecinde gözlerimizi bağlayıp her şeyi güzelleştiriyordu. Rüyayı yaşma döndüren, yoksa yaşamı rüyaya döndüren zaman mıydı? Geçmişin kokusunu genzimizden silemiyorduk. Eylül bahçelerinde ki son gülün tomurcuğu gibi ellerimize düşüyordu.
Seçtiğimiz zamanın rotasını çizemiyorduk. Gideceğimiz menzil belli değildi. Gökyüzüne doğru kandil basamaklarını çıkmayı denedik. Uykudan çok uyanıklık gecelerde sır kapılarını aralamaya çalıştık. Sevmek ile ölmek arasında kurulan köprülerde korkuluklara tutunmadan yürümek kolay olmuyordu. Fırtınalı günlerde, bakım görmeden harbeler arasında yetişip boy vermeye çalışan yaban gülleri gibiydik.
Yalnızlığımızın batağında boğuşurken yürekte yanan ışıklar ödünçtü. Yaşadıklarımızı anlatmak için dili olmayan birer kalp, dediği hissettiğine uymayan bir lisan geliştirdik. Hak ettiğimiz şiirleri birbirimize söyleyemedik. Aslında bir ses, bir tek el, bir nefes yeterdi yenilginin yüküyle ağırlaşmış duygularımızı daldığımız bu ölü uykusundan uyandırmaya. Yüreğimi yüreğinin gölgesinde dinlendirirken yağmur bulutlarını saklıyordum gözlerimin derinliklerinde patlamaya hazır fırtına gibi.
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
İnsanın kendi yolculuğuna çıkması. Yokuşlardan geçitlerden, belleri aşarak. gitmek sen katarının önünden...
Şiir duyguysa, vurmaksa yüreğin telini titretmekse .... fazlasıyla görevini yerine getirdi bu nesir şiir mi diyeceğiz.. her neyse...
Yalnızlık arzulanır mı? Hem de nasıl!
Eğer karşılığını bulamamışsa sevgi... Eğer verdikçe hoyratlaşıyorsa 'seviyorum' diyen/ler... Eğer 'bir çemberin üzerinde yürür gibi hep aynı noktaya geliyorsa' umutlar... Niye özlenmesin ki yalnızlık?
Yalansa kendime söyler, kendim inanırım... Hayalse ben kurar, peşine ben giderim... Dinlediğim şarkılar avutmuyorsa, ben besteler ben söylerim... Muhatabını bulmuyorsa şiirler, ben yazar, ben dinlerim...
Ve yinede mutlu olamıyorsam... Diyetini ben öderim...
Sanırım benzer bir yere geldik değil mi Fatma(Deniz) Hanım..? Arada bir yaşananlar işte... Yaşamın 'görünmeyen' yüzü...
Okunmaya değer Fatma Hanım.. Ben de okudum, geçenleri yazdım... Gereken değerlendirmeyi yapıp, ayrılacağım sayfanızdan...
Sevgi, selam ve muhabbetimle...
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta