Issız bir kış gününde ve ikini sonrası,
Hava bulutlu ve biraz da esintili…
Issız bir deniz kıyısında martıların çığlıklarına karışan dalgaların sesi
İnsanın kendini bırakmışlığını anlatıyor yalnız kalanlara…
Geçmişte yaşananların elden geçirildiği,
Mürekkebi akmış hatıra defterinin sayfalarının gözyaşları eşliğinde yırtıldığı,
Dozlu raflardan indirilerek çıkarılan rengi solmuş fotoğraflara
Son bir kez bakıldıktan sonra dalgaların kollarına bırakıldığı,
Ağlayarak mazinin acısının son bir kez hissedildiği anlar…
Kendini bırakmışlığın tek karelik özetidir o anlar…
Güzel günler var mıydı gerçekten, hani o yaşama sevinci…
Aşk var mıydı içimizde, her hatırlanışta aynı etkiyi yapan…
Dostluk da mı yoktu üç beş lafı edilecek…
Peki insan nerede, bir kez olsun arasa…
Hayat bizden geçip gitmiş, yaşamaksa bir boşluk…
Sevenlerimiz tarih olmuş sevdiklerimiz de yabancı…
Ben de yalnız kalmışım bu koskoca dünyada;
Ne arayanım ne soranım, kimse kalmamış beni özleyen…
Bizden geçmiş yaşamanın sevinci, bırakmışız kendimizi derin bir yalnızlığa…
Sevdiğimi eller almış ailemi dikenler…
Kardeşlerim yaban olmuş dostlarım da gamsızlar…
Almışım bir şişeyi dikmişim sol elimle,
Gözyaşlarım artınca vurmuşum tüm nefesle…
Kırıyorum, kırıyorum, kırıyorum durmadan…
Ağlıyorum hayvan gibi gözyaşlarım durmadan…
Kendimden geçiyorum yerlere diz çökerek,
Bırakıyorum kendimi toprağın kucağına…
Kriz sonrası…
Sakinleşiyorum kendime gelerek…
“Değmez! ” diyorum kendi kendime;
“Değmez oğlum/kızım hayat böyle, değmez…”
Ölmeyi deniyorum, fakat onu da beceremiyorum…
Beceriksizin biriyim aslında; yaşamayı da beceremedim ölmeyi de…
“Bu son olsun.” diyorum kendi kendime…
Bari bir başlangıç olsun, yeniden yaşıcaksak…
Bırakıyorum kendini bırakmışlığı…
Kendime yeni bir hayat kuruyorum…
Bir gün işten eve dönerken şans oyunu oynuyorum köşedeki bakkalda,
Şans bu ya köşeyi dönüyorum…
Bugüne kadar bana sırtını dönenler etrafımda toplanıyor;
Mantar gibi türüyorlar bilmediğim akrabalar…
Diyorum ki kendi kendime; “İnsanlar buysa değmez bunlara…” diyorum…
Döküyorum 2 çuval deste deste parayı, 15 katlı bir binanın en görkemli tepesinden…
Cebimde de iki tutam bozuk kalmış ona da bir torba yem…
Dağıttım sağa sola toplandı güvercinler…
Seyre daldım onlara…
Keşke herkes güvercinler gibi kendi halinde olsa…
Hiç olmazsa maskeleri takmazdık yüzümüze…
Hayatın gayesini o sırada anladım…
Yaşadığımı hissettim hayatı anlayınca…
Evde kedi besliyor dışarda at seviyorum…
Çiçekleri suluyorum fesleğenlerle birlikte…
Üç beş gerçek arkadaş var hafta sonu zaman geçirdiğim…
Hayat böyle, düzenim bu…
Bazen yine deniz kıyısına gidiyorum ama kafa dinlemeye…
Dalgaların sesi bile dinlenmeme yetiyor…
Dinlendikçe bakıyorum ufuklara,
Her bakış yeni bir umut,
Yaşamaksa böyle bir duyguymuş,
Bunu da şimdi anladım…
(01:30-02:30)
19 Ekim 2012 Cuma
Kayıt Tarihi : 21.10.2012 00:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Evde kedi besliyor dışarda at seviyorum…
Çiçekleri suluyorum fesleğenlerle birlikte…
Üç beş gerçek arkadaş var hafta sonu zaman geçirdiğim…
Hayat böyle, düzenim bu…
Daha ne olsun..Yaşam küçücük şeylerle mutlu olmayı bilmektir ..Beni mutlu eden şeyler küçük basit şeylerdir..Mesela sevgi gibi ..Mesela dost gibi.. Yüreğine sağlık sevgili kardeşim...
selamlarımla ..ANT+10
TÜM YORUMLAR (5)