Boşuna yorulma anlasın diye,
Kendini bilmeyen hal’den anlamaz!
Kimseye darılma dinlesin diye,
Kendini bilmeyen dil’den anlamaz!
Ne iğneler gezer elin üstüne,
Ne düğmeler düzer telin üstüne,
Ne nağmeler yazar gülün üstüne,
Kendini bilmeyen gül’den anlamaz!
Kime candan seven, kime ar olur?
Kime kendin öven, kime yar olur?
Neden yaratılmış, neden var olur?
Kendini bilmeyen ol’dan anlamaz!
Açtığın her çığır yola benzese
Kulaklar hep sağır, lala benzese!
Gönül çiçek açsa, ala benzese,
Kendini bilmeyen al’dan anlamaz!
Ana kim, baba kim; kimin oğludur?
Ne yer, ne içermiş; nasıl huyludur?
Kök salmış, dal vermiş; hangi boyludur?
Kendini bilmeyen dal’dan anlamaz!
Şahan der yüreğim kovana dönse,
Bal veren çiçeğe yanar nedense!
Her derdin çaresi, devadır dense,
Kendini bilmeyen bal’dan anlamaz!
Kayıt Tarihi : 23.12.2016 22:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!