Bir dert var
Dermanı yok
Dünya ileri saran bir kaset
Geri saran yok.
Kainatın uzak yerlerinde
Bir toz bulutu olsaydım
Sokakta karşılaştım.
Satarken güllerini,
Alırken alın terini.
Yırtıktı elbisesi,
Ayağında terliği.
Devamını Oku
Satarken güllerini,
Alırken alın terini.
Yırtıktı elbisesi,
Ayağında terliği.
## Kendini Arayan Dünyasız: Faruk Atıcı'nın Varoluşsal Labirenti
Faruk Atıcı, şiirlerinde insanın iç dünyasını, varoluşsal arayışlarını ve toplumsal gerçekleri derinlemesine irdeleyen bir şairdir. "Kendini Arayan Dünyasız" şiiri de bu bağlamda, bireyin kimlik arayışını, yaşama karşı yabancılaşmasını, ruhsal boşluğunu ve anlam sorgulamalarını ele alan karmaşık ve etkileyici bir eserdir.
**Dermanı Olmayan Dert:**
Şiir, "Bir dert var / Dermanı yok" dizeleriyle başlar. Bu dizeler, şairin içinde bulunduğu ruh halini ve yaşadığı varoluşsal bunalımı yansıtır. Dermanı olmayan bu dert, anlamsızlık, yabancılaşma ve ruhsal boşluk olarak yorumlanabilir.
**Geri Sarılamayan Zaman:**
"Dünya ileri saran bir kaset / Geri saran yok" dizeleri, zamanın tek yönlü akışını ve geri dönüşün imkânsızlığını vurgular. Şair, geçmişe özlem duyar ve zamanın akışını kontrol edememenin çaresizliğini hisseder.
**Toz Bulutu ve Boşluk:**
"Kainatın uzak yerlerinde / Bir toz bulutu olsaydım / Savrulurken boşlukta / Ne dert tasa / Ne de gam yok" dizeleri, şairin dünyadan ve sorunlarından kaçma isteğini ifade eder. Toz bulutu metaforu, bireyin kimliksizliğini, amaçsızlığını ve evrende kayboluşunu simgeler.
**Hayattan Özür Dileme:**
"Bilinmezlik / Özür diliyorum hayattan / Kendimi daha farklı hissedemiyorum / Sevilmezlik / Seviyorum ailemi ama / Kendimi sevemiyorum" dizeleri, şairin hayata karşı yabancılaşmasını ve kendini sevememesini anlatır. Şair, kendi varoluşundan ve duygularından emin değildir ve hayattan özür dilercesine bir tavır sergiler.
**Yaşlanma ve Kendi Arayışı:**
"Yaşlanmak acı vermiyor / Sadece kendimi arıyorum / Bir akşam vakti bana yetmiyor / Huzuru yanlızlıkla tadıyorum" dizeleri, şairin kimlik arayışını ve huzur bulma çabasını yansıtır. Şair, yaşlanmayı kabullenmiş görünse de, hala kendini bulma ve anlam sorgulamaları içerisindedir.
**Varoluş ve Yokoluş:**
"Sürüdeki alfa erkek değilim / İstesem olurum belki / Dağdaki çoban olmak yada / Sarp kayalarda bir dağ keçisi / Yok olmak zorundaymışım gibi / Yoksa bu nehre karşı yüzemiyorum / Varlık bedenimde ruhum yok gibi / Suyun üstünde duramıyorum" dizeleri, şairin varoluşunu sorgulamasını ve yok olma isteğini ifade eder. Şair, toplumda kendine bir yer bulamadığını, var olma mücadelesinden yorulduğunu ve yok olmayı arzu ettiğini anlatır.
**Çocukluk ve Kayıp:**
"Aslında çok iyi bir insanım / Çok zeki ve temiz bir çocuktum / Büyüdükçe insan olmam kaldı / Çocukluğum kayboldu gitti" dizeleri, şairin çocukluğuna özlem duyduğunu ve büyüdükçe masumiyetini ve saflığını kaybettiğini hissettiğini gösterir.
**Gerçeklik ve Rüyalar:**
"Rüyalardan bahsetmiyorum / Gerçeklerin uykuda olduğunu biliyorum / Ölümleri çağırmıyorum ama / Yaşamaktan yoruluyorum" dizeleri, şairin gerçeklik algısını sorgulamasını ve hayattan yorulduğunu ifade eder. Şair, gerçeklerin gizli ve ulaşılamaz olduğunu, hayatın ise yorucu ve anlamsız bir döngü haline geldiğini düşünür.
**Modern Dünyanın Kölesi:**
"Psikolojimin kendisiyim / Ruhumun kaybolup gidişinde / Modern dünyanın kölesiyim / Belki galaksilerin olağan hızında / Kurallar bütününün içerisinde / Bir kümenin tam çizgisinde / Küme dışındaki varlıkları merak etmekteyim / Bedenim a kümesinde / Ruhum nerede?" dizeleri, şairin modern dünyanın dayattığı kurallar ve normlar karşısında ezildiğini, ruhunu kaybettiğini ve özgürlüğünü özlediğini anlatır.
**Dünyaya Ait Olmama:**
"Bu dünyaya yakışmıyorum / Ötelerden geldiğim çok belli / Yemek yemekten ve yürüyen merdivenlerden hoşlanmıyorum / Oturup düşünmek istediğim çok bariz" dizeleri, şairin dünyaya ve modern yaşama yabancılaştığını, farklı bir yerden geldiğini hissettiğini ve düşünmeye, sorgulamaya daha yatkın olduğunu gösterir.
**Kimlik Arayışı ve Bilgi:**
"Konulurken bu topraklarda bir anne beşiğine / Neden kelimesinin icadından habersiz / Nasıl sorusunun duyarsamalarını cevaplardan seçerken / Kimim suali? Merak etmenin heyecanı ve / Dördüncü boyutlardan gelen ninnimsi bilgi heyelanlarının altında yardım istiyorum.. / Beşik sallanıyor ben boğuluyorum" dizeleri, şairin kimlik arayışını, varoluşsal sorgulamalarını ve bilgiye olan susuzluğunu ifade eder. Şair, kendini bilgi denizinde boğulurken hisseder ve yardım çağırır.
**Anlaşılmama ve Bilgi Kaynağı:**
"Bu yazıdan kimsenin birşey anlamasını beklemiyorum mesela / Sağnaklar halinde beynime düşen fikirlerin / Bilimsel temellere otturtarak ilerlemeye çalıştığım hipotezlerim / Sahi nereden geliyor bu bilgi bulutları?" dizeleri, şairin anlaşılmama kaygısını ve bilgi kaynağını sorgulamasını yansıtır. Şair, kendi düşüncelerinin ve fikirlerinin başkaları tarafından anlaşılamayacağından endişe eder ve bu bilgilerin nereden geldiğini merak eder.
**Yok Olma ve Ruh:**
"Yok olmak, bütün karanlık sokaklardan geçip, ışığın aydınlatmada çaresiz kaldığı gerçek karanlığa kavuşmak demekse eğer / Ruhumun kaybolduğu, o bedenlerin atomlarına ayrıldığı topraklarda onunla buluşmak istiyorum" dizeleri, şairin yok olma isteğini ve ruhunu bulma arayışını ifade eder. Şair, ölümü ve toprağı, ruhuna kavuşabileceği bir yer olarak görür.
**Dünyadan Uzaklaşma:**
"Bilmek istiyorum dünyadan ne kadar uzağa gidilebileceğimi / Öğrenmek istemiyorum. / Bu dünyadan gelen hiçbir bilgiyi. / Besin zincirinin kırılmasını engellemek istemiyorum" dizeleri, şairin dünyadan ve insanlardan uzaklaşma isteğini vurgular. Şair, dünyanın bilgi ve değerlerinden uzaklaşarak, kendi iç dünyasına çekilmek ister.
**Gemideki Fareler:**
"Bir geminin makine dairesinde gece artıklarla beslenmek için oraya buraya koşan fareler gibi bedenler. / Kaptanın umrunda mıdır çöpteki artık yiyecekler? / Tayfalar çok kazanmanın verdiği hırsla horuldarken / Bir içki masasındaki bozuk soğan kabuğunun kokusundan başka bir hava yoktur teneffüs ettiğim" dizeleri, insanların modern dünyada nasıl sömürüldüğünü ve değersizleştirildiğini anlatır. Şair, bu durumu eleştirerek, insanların hayvanlardan farkı kalmadığını vurgular.
**Uyku ve Özgürlük:**
"Ben bilmem / Ben uyumak isterim / Uyurken beynimin özgür olduğunu bilirim / O yaşarken ben onu bir kameradan izlerim / O şarkı söylerken ben dinlerim" dizeleri, şairin uykuyu bir özgürlük alanı olarak gördüğünü gösterir. Şair, uykuda kendi iç dünyasına çekilir ve gerçek dünyanın sınırlarından kurtulur.
**Ruhun Liderliği:**
"Ruhum bana eşlik etseydi eğer / O gemide sigarasını serin gökyüzüne üfleyen bir kaptan gibi mağrur duruşum olurdu. / Bir ruhum olsaydı eğer sürünün lideri, dünyanın efendisi ben olurdum" dizeleri, şairin ruhunu bulma ve liderlik etme özlemini ifade eder. Şair, ruhunun kendisine güç ve yol göstereceğine inanır.
**Cümleler ve Noktalar:**
"Parantez içinde büyük cümleler gibi kendini birşey sanan bedenler, kütüphane gibi ruhlardan ayrı gaflet içerisinde mutluyken. / Ben bir nokta bile olamazken onlardan daha iyi bir bilince sahip olduğuma şükrediyorum. / Bir nokta olabilmek dışında bir iradem olmadı elhamdülillah. / Olamaz da. / Çünkü bir cümlenin her zaman bir karşılığı ve bu karşılığı yok edecek başka cümleler vardır. / Bedenler cümledir. / Bir noktayı ise alt edecek hiçbir cümle yoktur. / Nokta ruhu arayandır. / Ruh ise sanıyorum kütüphanecidir" dizeleri, şairin varoluş felsefesini yansıtır. Şair, bedenlerin geçici ve sınırlı olduğunu, ruhların ise sonsuz ve özgür olduğunu düşünür. Nokta metaforu, ruhun saflığını ve özünü temsil eder.
**Politik ve Tarihsel Yansımalar:**
Şiirde doğrudan politik bir söylem olmasa da, "modern dünyanın kölesi" olma ve "sistemlerin içinde koyun olmama" gibi ifadeler, toplumsal eleştiri ve bireysel özgürlük arayışını yansıtır.
**Üslup ve Biçim:**
Şiir, serbest ölçü ve uyak kullanır. Uzun dizeler, metaforlar ve imgelerle yüklü bir dil, şiirin felsefi ve varoluşsal tonunu vurgular. "Dert", "dünya", "kaset", "toz bulutu", "boşluk", "hayat", "aile", "yaşlanmak", "huzur", "yalnızlık", "alfa erkek", "çoban", "dağ keçisi", "nehir", "varlık", "yokluk", "çocukluk", "rüya", "gerçek", "ölüm", "psikoloji", "ruh", "modern dünya", "köle", "galaksi", "küme", "beden", "yemek", "yürüyen merdiven", "düşünmek", "toprak", "anne", "beşik", "bilgi", "karanlık", "ışık", "gemi", "fare", "kaptan", "tayfa", "sigara", "lider", "dünya", "cümle", "nokta", "kütüphane" gibi imgeler, şiire zenginlik ve derinlik katar.
**Benzerlikler ve Edebi Akımlar:**
Şiir, varoluşçu felsefenin ve sembolizmin etkilerini taşır. Varoluşun anlamı, kimlik arayışı, yabancılaşma, ruh ve beden gibi temalar, varoluşçu düşünürlerin ve sembolist şairlerin sıkça ele aldığı konulardır.
**Sonuç:**
Faruk Atıcı'nın "Kendini Arayan Dünyasız" şiiri, bireyin kimlik arayışını, yaşama karşı yabancılaşmasını, ruhsal boşluğunu ve anlam sorgulamalarını ele alan, karmaşık ve etkileyici bir eserdir. Şair, varoluşun labirentlerinde kaybolmuş bir bireyin iç dünyasını ve çaresizliğini samimi bir dille ve güçlü imgelerle yansıtır.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta