Titrede kendine gel yeter artık.
Değerlerin siliniyor gardaşım.
İçerden satıldık dışdan sarıldık.
Uyanda kendine gel be gardaşım.
Kahramanlar bizden çıkar bilelim
Geleceği artık bizler görelim
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Gerçekleri söyleyen diliniz ,kaleminiz hiç susmasın.
Değerli ağabeyciğim,
Bir Cumhurbaşkanı seçtiler,hem de uğruna meclis bahçesinde polisimizi ve devletin bir bakanını yumruklatarak...
Kına yaksın Sezer'e oy verenler münasip yerlerine.
Kamusal alan demekten başka bir derdi de 'vatan hainlerine özel af çıkarıp yeniden dağa göndermesi oldu.
Söyler misiniz Beyefendi,ben bir devlet görevlisi olarak sizin gebel başkanınızı geçen bir ufacık fırsatı kimlere hizmet etmekle değerlendi.
Hadi ben neyse vatandaşa hangi yüzle gideceğiz?
lütfen söyler misiniz?
700 Bin üyesi olan Türk-Kamu Sen'in hangi talepleri kabul gördü?
Çıkarılan onlarca uyum yasasın içinde Allah rızası için bir tane olumlu yasa göstersinler.
Bunları kim iktidar yaptı peki?
yaramız çok ağır değerli ağabeyim.
Yaramı tazeledin.
Allah razı olsun.
Selam ve saygılarımla.
Doğru diyon Ömer Ağam
Kimselere diyemiyom
Utancımdan söğemiyom
Silkenip de doğrulalım,
Yine ayağa kalkalım.
Oooo ANKARALILAR!A KALIRSA DAHA ÇOK BEKLERİZ.
Arif Ağam ne diyor:
Arif gibi düşünenler oldıkça
Ölmez bu hatreket ölmez bu dava.ölmez bu dava..ölmez bu dava.
ÇOk haklısın sayın ağabeyim.
kendimize gelmemiz lazım.Aksi takdirde yine sandığın dibine gömülürüz.
Tez elden birlik ve bütünlüğü sağlamalı büyüklerimiz.
Bütün ağabeyleri,ablaları Üç Hilallı bayrak altında toplayacak olan elbette Genel Başkanımız olacaktır.
Bekliyoruz Hayırlısı olur inşaallah.
Hem yüzde 11-12 alsak da hiç bir hükmü olmaz ki.
Hedef yüzde 40-50 olmalı.
Duacıyım ağabey.
Ah be ağabeyciğim,
Sözüm var desem suç olur.
Ne diyeyim.
Şimdilerde Rahşan'a ve Eco'ya laf edenleri hain ilan ediyorlar.
İki şey belletiliyor:
'Devletin başına.......gelecek'
,Ülkücü Hareket engellenemez'(kendilerinden başka da engelleyen olmadığı halde)
Vallahi iki oyum var.Birisine karışmayacağım ama kendim gider üç hilalin altına mührü basarım.(kerhen).
dedikya ağabeyciğim hainlik damgası yemeyelim.Bakarsın Rahşan Hanımefemdiye falan laf ederiz.Oğulları duyar.senin de ihracına sebep oluruz Allah göstermesin.
Ellerinden öpüyorum ağabeyciğim.
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta