Kendine bağlama bu kadar beni Akliman
Sonra ne yaparım senden uzakta
Kim sarar yaralarımın derinini
Kim örter kumlarını üstüme
Gece misali
Ağlarda çırpınır balık
Mezeyi özler bir yanı
Bir yanı da sevgilininin dudağını
Çingene palamudu gibi
Çok öncelerden düştüm ocağına
Dalgaları al gel
Sar beni kucağına...
Altın dişli bir kadın gördüm
Sanırsın seni vurmuş damağına
Topaz’la kehribar arası
Serpilmiş kumsalına
Akliman şimdi iki dudağımın arasında
Mavi bulutlar elimde
Zeytin dalları gözümde tüter
Çağkent ulu orta
Salınır dağlarının yamacında
Midilli’nin kıskançlığına inat
Ezine’den kalkan
Dokuz onbeş otobüsü gibi
Gözlerim yollarda
Daha ilk uyananlar
Yeni oturmuş kahvaltı sofrasına
Kaptan’ın yazdığı yazılar
Kurumadı kızıllığında
Hala sigarasını atan var mı yollara...
Akliman bu sabah
Bir gün önceden şemsiyeleri takmış koluna
Kumsalda bir kaç kadın
Fazla kilolarını karıyor kumlarına
Fuat’ın yeri hala uykuda
Rengarek minderleri
Özenle yayılmış çimenin koynuna
Bir parçacık gölgeli
Saklanır gizliden gizliye
Burada eski bir kayık vardı
Anıları saklar gibi
Kapaklanıp yatardı ağustos güneşinde
O da sevdiğinden mi ayrı
Bilirim kaç gündür yok yattığı yerinde...
Kaldırım taşlı yollarda
Aradım durdum iki heceli adını
Gül kokularına eş
İnce yaprakları gibiydin çamların
Şimdi yanımda olmanı ne çok isterdim
Şarkı söyler gibiydi fısıltıların
Yağmur taneleri gibi akardı kelimeler dudağından
Hep firuze küpeler takardın denize inat
Bana firuze gibi bakardın
Senin sevdiğin yemekleri yaptım
Hep senin sevdiğin şarkılar aklımda
Yine gel
Akliman misali
Yine gel seninle dolu gönül kapıma...
Göztepe, 1 Mart 2006
Turan GökmenoğluKayıt Tarihi : 3.3.2006 18:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!