anlatımsız cümlenin gizinde
ay mavisi gecenin sürgünlüğü
havada asılı duruyor sevgi sözcükleri
yüreklerimizse uçurumun kıyısında
bekliyoruz bizi savuracak rüzgarı
birbirimizin gözlerine bile bakamıyoruz şimdi
oysa ellerimizi uzatıp göğe
silebiliriz bizi yokeden bu karanlığı
hadi ben boşvermişliğimdeyim
yorgunum kendimi sorgulamaktan
aldırmıyorum içimdeki mutlu çocuğa
hadi şimdi ben
bir düşün yakamozlu sularında
ikilemli denizlerde boğuyorum kendimi
ya sen sevgili
daha ne kadar sürdüreceksin bu oyunu
kendini kandırmadan
inanarak yarınlarımızın varlığına
ne zaman bakacaksın gözlerime
umudumuzun elinden tutarak
ne zaman çıkacaksın yürek merdivenimden
tanığımız yürek yükümüzü taşıyan yıllar
anlıyorum artık
yıllar yorgun sevgilim
yorgun yıllar
çığlığımız bile sahipsiz imdi
bedenimizde, yüreğimizde hep aynı
kısır döngü
yoksa firari çocukların yasaklı şarkılarıyla
aykırılığımızı mı yaşıyoruz bu kentte
birbiri ardına dizilmiş günlerde
kırık kırlangıç kanadı gözlerimiz
içimin evrensel ıssızlığı üşürken
kör bir dünyanın gözbebeklerine
çığlığını katıyoruz sessizliğimizin
yoksa terkediyor muyuz kendimizi
sırf ağıdını yakmak için yitirdiklerimizin
oysa biz bilerek boğmadık mı çığlığımızı
hapsetmedik mi içimizdeki özlemi
ellerimizle, gözlerimizle kenetliyken hayata
sürgün etmedik mi sevgileri
ne düne biriktik seninle
ne akabildik yarına
geceyi çağıran
yarım kalmış şarkıyız sadece
anlamsızlaştıkça uzak sözcüğü
inceden bir türkü gibi başlıyor sızı
susuveriyor içimizdeki çağlayan
kapkara sipersiz bir havada
yapayalnız taşıyoruz gölgemizi
çoktan bitirdik seninle güzleri
belki bir hiçliğe sürgün ettik
artık denizlere ulaşıp kaybolan
ayrı yönlerde
ayrı yaşamlara
kendi başına akan nehirler gibiyiz
aşkın hangi gölgenin izdüşümünde olduğunu bilmeden
demiraldı gemilerimiz uzak yolculuklara
sen bir limana, ben diğerine
işte bu yüzden diyorum ya sana
bu aşkta görünür kılınamam sil beni
ne yazdımsa aşk adına sil
ve sonsuz unut beni
sil sonyazım, sil gökyüzüm
bu yazılar karmaşık
sen yitmeden üşüyen karmaşamda
bu dağ sana göre değil git
tüm unutmalarla birlikte unut
ihanet say
sakın sorgulama kendini
gizli bir deniz yangınıydı say
ve sadece hüznü bırak arkanda
yüreğinde kuru bir sarmaşık
elinde tarifsiz acılar
yorgun bir mevsim gibi
dayan artık kendi kapına
sadece kendine sarıl
ve kendin için ağla..
2001
Eylem BaşkırKayıt Tarihi : 23.6.2002 11:53:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Eylem Başkır](https://www.antoloji.com/i/siir/2002/06/23/kendin-icin-agla.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)