bilmediğimizi fark etmek çok yıkıcı oluyor.
İşte biz insan oğlu aslında kendi yaşantımızda kendimizi ne kadar tanıdığımız gerçeğinin farkına vardığımızda,bildiğimiz gerçekler aynadaki sırlar gibi dökülüp asıl olan bizi, bize gösterir ve o an geldiğinde biz utanırız, utanırız kendi gölgemizden;
dünlerimiz meltem rüzgarlarındaki bir kokudan ibaret kalır, sonra onun sadece anımsamak ve sonrasın da onu kendimize bir iz düşü olarak kabul edip koşarız bu düşlerimizin,arzularımızın ve kaybolan bu nihayi kokunun peşinden,sonrasında aslında hep istemediğimiz var olan benliğimizin içinde halen yaşadığımızı fark edip tekrar utanırız kendimizden, işte bu böyle kısır bir dönencedir içinde başımızın döndüğü.
Kusmak isteriz bazen kendimize olan nefretimizi ama nafile, çünkü sen sen değilsindir artık! ! ! sakın bu saatten sonra kendin olmaya çalışma çünkü seni bilenler ve bilen her şey artık sana sen gibi bakmazlar ve sen tekrar eski sen olmak istesende artık eski sen de seni kabul etmez ve üzülürsün,üzülür yıpranırsın,yıpranıp yavaş yavaş yok olma eğilimi içine girersin, bu sinir harpleri içerisinde sen diye bir şey kalmamış olarak yeniden başka bir sen olarak doğarsın ve kendine mecbur kalırsın yeni sana MERHABA demek için….
MERHABA YENİ BEN, MERHABA….
Elveda dünlerim,
Elveda düşlerim,
Evlada yarınlarım,
Elveda sevdiklerim,
Elveda beni benden eden her şeye,
Elveda….
İşte böyle bir türkü mırıldanır dudaklarım şimdi
Anlatmak istediğim o kadar çok şey varki sana ama yasaklarım engel buna
Kelimeleri cebimde saklı
Armonisi dilimde bir türkü, duyup da bilene
Duyulmazlıklarımla, armağanımdır anlayabilene
Ve ben susuyorum
Sıra sende….
Kayıt Tarihi : 21.12.2008 14:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!