Kendimizi bitirdik mi ki, bir de... Haşa ...

Akın Akça
1865

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Kendimizi bitirdik mi ki, bir de... Haşa! ! 2

rII. VERSİYON

Körolası

2. kere geldi padişah göreve.
öçalan işbirlikçileri mecliste,
yarıbaşkanın gözü
artık Çankaya belediyesi`nde.

Hiçbir şey değişmedi
hayasızlığa büyüyen
yuvarlanan kartopundan başka.
Gözü hala cumhurbaşkanlığında.

Al paraları ver onları,
denkleştir ulu orta medyayı.
Kullan şenliğine billboardları.
Al yanına hristiyan süzülmüşlüğü.

Hareketli günler
asıl şimdi yeni başlıyor.
Karşında kimi
bulacağını bilemezsin.

Bence güzel bir yol tuttur
ve herkesle barışık git.
Dinle herkesi, öyle gelsin fikir.
Yoksa alaşağı ederler.

Yağ sürdüler senin ekmeğine.
Onlar, bazıları,
fena değil, sen en beter.
Haram girmiş senin emeğine.

Her şeyin ötesinde,
Ata`mızın yoludur, yolumuz.
O dediğin mevkilere
gelmen imkansız.

Böyle şeylere yeltenirsen
görmen zaman almaz.
Gece yatar uyursun
bakarsın sabaha güneş doğmuş.

Kopartılan tasması
çıkıyor hapisten.
Hiç değilse diyeceğim,
çıksa iyi halden.

Getirememişse Baykal
mitinglerin sonunu -lehine-
daha kimler çıkacak
göreceksin sen, aleyhine.

Türkiye bir güneştir
bu dünya için.
Bir hümanist diyosa bunları,
oturup kendinden utanmalısın.

Her şeyi icra
edeceksin artık dikkatle.
Tüm gözler hepten üzerinde.
En ufak yanlışın, facia.

Dikkat et kendine,
lağıma falan düşmen
onu, bunu ya da şunu, üzer.
Üzebilir :)

Hislerin aklı tercümesinde
ilerleyen kişi için
üzmez, üzgünüm, bitmişsin.
İçimden hiç gelmiyor.
akın akça

Körolası-2

Bir balık,
bazenleri, baştan kokar.
Ama yaptıklarıyla da
ölçmeyi,

sabretmeyi, onu, denemedik mi.
Beklenmemiş miydi ki
her şey iyi olsun,
dek Tandoğanlara,

Çağlayan`lara,
Gündoğdu`lara! ! ...
Kim kimidir?
kendine sebep kendisidir! .

Gözetleyen yok mu
ki.
Herkesi
baykuş sanıyor bu

kendisine
karşı olan,
muhalefet eden
-öyle değil.

Sadece gözlemlemek yetmeyecek.
Çareler sunun bu millete.
Kömür derdi değil asıl,
iletişimsizlik asıl mevzu.

Yine de baykuş,
kargadan yeğdir.
Kargaysa
mezarlık kuzgunundan iyidir.

Kuzgunsa,
mezarlıklardan...
Ama mezarlıktaki ağaçlar
huzur veriyor

yatan ihsan bilirlere.
Şehitler atalarımızdır.
Cumhuriyetimiz, gelecek.
Biziz bunu örecek.

Her kafadan
bir ses çıksa ne olur.
Güzeldir.
Ama dinleyerek birbirini.

İletişimin gücü
azımsanamaz.
Bir televizyon karşısına geçin
adam gibi konuşun.

Birbirinden kaçanların
memleketi değil bu cesur vatan!
Geçin,
konuşun...

Uzlaşın.
Haledilemeyecek şey yok
iyi niyet sahiplerine.
Kapı kapalı, kötü niyetlilere.

Kafalar değişmeyen
kötü inat tescillileri için;
başka ülkeler var
evet, yazık ki.

Memnun değillerse gitsinler.
Memnunsalar kalsınlar.
Uzlaşmadan yanalar ise,
gene kalsınlar.

Körolası-3

Dışarıdan besleniyor solucan,
İçerde semiriyor.
Emzik diye emdiği
Haram hiç bilmediği.

Altdudağı, oldu sarktı
Yan duran mor patlıcan gibi;
diyor ki: “mağdurum, suçsuz”.
Sonra gene çırpıyor.

Kör kayışlarla
Pantolon askıları yapılmış da
Gidişatı bunla düzeltmeye
Çalışıyorlar asılsız…

En zor coğrafi bölgelerde,
En saçma bir küçük insan güruhu,
Apansız ve tutkulu.
En kolay, rol biçmeleri.

Vuruyor da vuruyorlar
Besili masum, şaşkın ördek Öncel’e.*
Aç düşüyor köylü ve toprak, çorak;
Bu, gene rey alıyor.

Medya tütün sarar.
Gözü havada umurlar.
Deniz bey söyler doğruyu,
Topa tutarlar.

Bir kasap var,
İç depoda et kesiyor.
Sonra çıkıp
Kapıdan çaycıyı çağırıyor:

Az bekleseydi acanım.
Üzgün değilse duyarlıyım.
Yıkamaksızın el,
Bitlenmek var mı …

Paltolar giymek zorunluluğu
Yok protesto etmek
İçin küresel ısınmayı,
Akilse sorumlular.

Bir adam ve o üç başlı organ,
Yalan dolan üstünelerse;
Ne anladım
Ben o çalışkanlıktan.

Not. Burada çiftçi Öncel’le köylüleri asla genel anlamda bir tutmam söz konusu değil. Öncel, baştan doğru bir iş yapıp başbakandan hesap sorarken, sonradan ‘tükürdüğünü yaladı’ denilesi bir pozisyona düştü –ya da düşürüldü. Hem sonra “CHP de işe yaramamıştı zaten” “Onu da gördük” falan gibi de laflar etti: İstediğini istediğin gibi eleştir, ara hakkını; ama bunun yeri zamanı sence uygun muydu? Öyle ya da böyle, neler oldu bilmiyorum, ancak onun yerinde olsaydım “ananı da al git” lafı sonrası böyle sineye çekemezdim, hele ki kameralar karşısına çıkıp “o başbakanımızdır” falan deyip de bu adamın daha önünü açmazdım. Çünkü böyle bir kişilik, bunu duyunca daha da coşar ve kural tanımaz..

akın akça

not, burdaki gitsinler lafını o parti mantalitesini içten benimseyenlere kullandım

-

Akp, Çankaya belediye başkanlığına da gözünü dikti. uzlaşma lafları altında, gidip the guardian'a falan Gül cumhurbaşkanı olabilir gibi demeçler veriliyor.
[email protected] bu maile mail çekebiliriz. Ankara'ya gelecek olan varsa, olursa, beraberce chpye mhpye ve cumhurbaşkanı sezer'e gidelim, görüşebilirsek görüşelim. Gül cumhurbaşkanı olmasın derim. İletişim kurmak isteyenlere, Şurayı da verebilirim:
KANALTÜRK ANKARA BÜRO ADRES
CİNNAH CD. NO:75 ÇANKAYA 06700 ANKARA
TEL: (0312) 439 40 60
BELGEGEÇER: (0312) 439 43 03

bir de şu açıdan bakalım. bu chp içi atışmalar falan basında bir ses getirdi. bu ufak olaylar bile akpnin dengesiz dengesini bozmaya kafidir aslında. yeter ki bizler tam kesin kararlı olalım.

Atatürk'ün fikirlerini yenemezler, güçleri yetmeyecek. hiçbir zaman yetmedi. güçlerini samimi olabilirliklerden alamayanların ekstra bir eksi puanları vardır her zaman.

bir de bir lastikçi anım var. aynı yerde bir dört teker atv motorsiklet bakıyordum 150 cclik :) kumsalda falan tur atarım ya belki diyordum hayallerimden sıyrılmam zaman almadı. arabayı bıraktıgımız rot balanscıya gdince ne görsek ii :))) akpli bir grup gelmiş de lastikçileri nötralize etmeye başlamamışlarmı iyi sözleriyle. tabi daha sora ne olacağı açık. nötralize büyü sadece anlıktır. saflarına cekmek için bir oyun sadece lastikçi o iki gülen adamı.

şu an ortaokuldaki gibi rozet takmyorum ama mesela bir anımı paylaşayım :)

erdekteydim bi sıra yazın. akçay'da bi güneş gözlüğü satıcısına bakmıştım adam kasada patron içeri girince ben ne dese iyi.
'ee akpye oy veriyoz dimi' demezmi. tabi snir oldu bende.
'ölsem vermem' demezmiyim. sra devekusu masanın altına gömüldü neyse cıktım oradan ama deri eldivenlerimi unutmuşum hırstan :) döndüm aldım 'bakın ne oldu. bunca sey dediniz politikaya bulastırdınız' dedim cıktım :)))))) tabi adam cevap vermedi bakmadı bile müşteriyle ugrasır gorunmek işine geldi haha

ordumuz basımızdan eksik olmasın. sessiz sedasız izliyor gelişmeleri. muhtıraya gelene kadar kimse ses cıkarmadı. şu halde kalkıp orduyu suclayanın alnını karışlarım

Tayibin sürüklediği karakteri anonim şahsiyetlerin ne dediklerine bir bakalım şimdi, son gelinen noktada: Amerika’ya yeni yeni kafa tutmaya başladılar sonradan görmelik hesabına bir ek daha.. kii –bunun da aslında pek sağlıklı şey olduğu söylenemez ya- topluma şu mesajı vermeye çalışıyor olabilirler: Biz iyiyiz, bakın, Haziran’da kömür dağıtmamız kötüye işaret değildi. Ppk ile biz bir değiliz. Bakın A.B.D.Ye kafa tutuyoruz. Biz ülkeyi düşünüyoruz. Bunları demeye çalışıyorlar. Ardından napacaklar? Kemalizm ifadesini Anayasa’dan mı çıkaracaklar. Herkesi çarşafa mı sokacaklar? Gül C.başkanı mı olacak. Belediye seçimlerinde Çankaya’ya mı gelecekler. Dilim varmaz! Olmaz olsun, öylesine kılıç bile öptürülmez!

Daha önce yazdığım bazı yazılar vardı, seçimlerden önce, ama onlara gerek yok. Şimdilik bu yeter.
Bu açıdan, şu anki görüşüme göre; suçlular vardır, hata sahipleri vardır. Hatası kulluğu olan garipler bir de…
Suçlular kim belli. Suçluların gitmesi için, istemeden de olsa hata yapmış kişilerin yenileriyle değiştirilmesi gerekiyor bir ölçüde. Mümkünse; bilgi, sezgi ve vicdan sahibi genç kişiler yararlı olacaktır.

Unutmadan, bir şey de var ki, MHP CHP ile flörtünü unutup pedalları AKP’den yana basmaya başlarsa, bu işin adı değişir. Ağar’ın, meclise giremedikten sonra “keşke”leri cinsinden, Mumcu’nun kendi şahsına AKP’nin yaptıklarını falan görüp ülke söz konusu olduğunda taraf değiştirmesi cinsinden; Tükürdüğünü yalamak işte buna denir. Böyle yapılmamasını ummakla yetineceğim. Aksi olursa, CHP hariç hepsinin, üzülerek belirtmek gerekir ki, birbirlerine benzedikleriortaya çıkmış olur. Peki CHP neden hariç? Onu da şöyle demek gerekir. Geçen dönem boyunca, neler yaptığı, neler göğüslediği ortada. Hala Atatürk’ü temsil ediyor olması tesellimdir.
Bunlar yalan mı yani? ? Bu tür yazıların hiçbirinin hiçbir şekilde hiçbir koşulda bir ideolojik veya bu tür şeylere hesabı, bunlarla bir bağlantısı yoktur. Bunları belirtmek gerek, sadece beni bağlar.

Nasılsa, midemi bulandıran işler hakkında da yazabiliyorum çünkü midemde onlardan eser yok.
Suçluların dişleri gerçekleri açıklayanları pençeleyemez çünkü gerçekleri dillendirenler suçsuzları dişlememiştir. Açık bulamazlar. Yazılanlara veya dillendirilenlere uygun bir tarz gerekir.
Sevgiler…

Partinin lideri kim onu bile bilmiyoruz. Tayip mi Arınç mı Gül mü.. Eski çağlarda bile bir devleti, imparatorluğu vs. üç padişah birlikte yönetmemiştir. Yönetmiş midir?
Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde görmediği, benim bilmediğim bir taraflı yönetimi meclis başkanlığında Arınç göstermiştir. Böyle demokrasi olur mu.

Atatürk Anayasa’dan kaldırılmasın diyen mi var, onu dinleyeceksin. Atatürk, Anayasa’dan kaldırılsın diyen mi var, onu da dinlersin gerekirse. Ama sonra ne yapılır hep, bu milleti kim kurdu, ne yasalarına göre işliyor vs. bunlar gözden geçirilir kesinlikle. Ve her şey buna göre düzenlenir bu konularda. %47 yerine %100’le bile gelmişolsan, kalkıp bir kişi çıksa ve dese ki sen ne hakla Denktaş’a laf uzatırsın diye, başbakanın bunu dinlemesi lazım. Yoksa bunun adı Antik Yunan kölelik demokrasisi olur. Akıl fikir vicdan vardır. Önceliği, insani olarak, kendi iç sesine değil de çıkarlarına veren vatan haininden başka şey değil bu konumda.

Cumhurbaşkanlığında gene diretilirse, Anayasayla kötü niyetli oynamalara kalkışılırsa, vs. olmaz belediyelere göz dikilirse vs. daha neler görürüz neler. Yüzde 50 ile bile elleri kolları gene bağlanır. Artık kapatılır mı parti vs neler daha …Düşününce, anlamaları gerekir ki, demokrasiyi aslına göre, iyicil, uygulamaları, kendi lehlerine olacaktır asıl.

biraz hızlı ve iki teker üstüne denge mahizaferisel oldu :)) özür imla yanlışları için.

Lokal anlamda son durumlar:
baykal gene de şu an için en iyi kişi chp'ye. sarıgülü tanıyoruz,temiz denemez.

son olaylarda, yani beylerbeyi hadiselerinde, tayyiple konuşmuş baykal ama kişisel alışverişi olmamış tabi. mitinglerde halk içine öyle coşkulu katılmış ve anayasa mahkemesi olaylarında tayyibe karşı durabilmiş birinden de bunu beklemezdim.

tek sıkıntı, livaneliye konan çarpı hadisesi. ama bunu yapanlar kim? böyle fevri insanları biraz uyarmak ya da daha iyileriyle değiştirmek parti içinde, etkili olabilecektir. ayrc. daha genç lider adayları kendilerini sivriltmeli gençlik kolalrından falan değil mi.. böyle insanlara ihtiyaç var

Baykal’ın tarikatlar, dıştan gelen yardımlar vs gibi saptamaları var AKP’nin yeniden başa gelmesinin yolu konusunda, ki doğru. Ama neden acaba gazeteler buna karşı çıkıyor? İşlerine geliyor. Nerde rahat varsa, rahata yayılmışsa insanlar; ordan edilmek istemezler. Bu da, aczdir, güçsüzlük ve zavallılıktır. Böyle zavallılara acınmaz çünkü güçsüzlüklerinde suç taşıyorlar kefenlerinde. Ama başka türlü zavalllık olur ki mesela, garibandır, suçsuzdur, ona yardım edilebilirdi. Bunlarsa hak etmiyorlar. Yedikleri lokmayı bile hak etmiyorlar.

Tayip çıkıp gene halkın karşısında demeye başladı “samimiyyet”, “madeniyyet”. Gülünesi… Senin bu mübalağa sanatıyla yetiştiriliş tarzın, eğitimin, yalana meyilli bilinçaltın, sonumuz olmayacak ama. Yine diretmeler başlarsa, yeni bir seçim gelir, krizler bitmez. Bu böyle, AKP başa gelmeyene kadar gider. Ama herkesle geçinmeye başlarlarsa, o zaman kriz olmaz. Baykal, güzel idare ediyor. Fakat yapması gereken bir şey var. Halka çok daha inmek, karınca gibi, daha çok çalışmak, partide gençlere yer vermek daha çok. Bunun ötesinde, AKP’nin medyayla oynaması, niyeti kötü aşiret çobanı olmaya çalışan insanlara rüşvetler vermesi vb. bunların yollarının kesilmesi en azından tökezletilmesi lazım. Merkez sağ denilen parti, adil olması beklenmez mi? Adalet bunun neresinde. Zenginlere dokunmaz, fakirlerden çalar çırpar, sonra da onların sularını alır… Tanrı’nın gözü dünyada da vardır, her yerde -diyeceğim Onları içlerinden gözlüyor, ama ruhları bile duymuyor, nasıl ki içimizden her an geçmekte olan nötrinoları ve dalga boylarını algılayamayışımız gibi. Hesap günü yaklaşıyor. Metafizik bir şeyler de demiyorum. İçindeki kuarklara, atom altı dünyasına, moleküllerine, dokulara organellere ve organlara vs hesap verecek Tayip ve adamları, borcu var, çünkü onları birleştirip yaşatan bu bileşenler, düzgün yaşamasına bir zemin katkıda bulunmaya çalışıyor ama nerde

Memleketimden insan manzaraları/Yurttan insan şahlanışları:

“Musa’nın Mikrofonu” SkyTürk’te soruyor ki “Suya sabuna dokunmamak vardır, bu nedir? ” Baştakiler aklanmadan başa geldiklerinde, görevimiz nedir? ” falan filan. Muhabbet ettikleri: “falan filan evet hıı” diyorlar. Sokaklarda dolaşıyor bıkmadan. Sonra bir işçiye rastlıyor, bir inşaat işçisine. Soruyor, “bu su sorunu falan ne olacak…” Adam diyor ki “ben çimentoyu tuzlu suyla yapıyorum. Denizler bitmez işte ordan buradan getiriliyor.” Bir de bunlar ortaya çıkmaz mı? Ne umduk ne bulduk Yarab. Başlıyor gene Musa: “Yahu, kim izin veriyor. Tuzlu suyla yapılır mı yapılar. Başına yıkacaksınız binaları insanların ya” Neyse, iki insan doğru yorumlayabildi bunca kişiden, “suya sabuna dokunmamak” mecazını. Soruyor birine daha, “Bir de suyun başında denir, o nedir? ” “Suyun başında kim var? ” Adam diyor ki “Ne var, cinler periler mi var? ” –hoş bu adamın perileri cevaba eklemesine olanca şaştım ya- Sonra basıyor daha hayret verici cevabı kendi sorusuna “Ya, cinler periler suyun başında ne arasın ha? ”
Soruyor gene Musa’nın asası :) pardon şey, mikrofonu; bir vatandaşa, son su olaylarını: diyor ki “Alah’ı teala bilir” tamam iyi de, sonra diyeceğinden anlaşılıyor çok şey: CHP’den MHP’den yakınmaya başlıyor, bunla da kalmıyor suçluyor. Gene devam ediyor Musa mikrofonu, tıpkı şöyle: “Sudan bahsediyorduk biz ama? ” Aynı vatandaş diyor ki, “olur mu, tek benim değil başkalarına da su veriliyor” sonra eveliyor geveliyor ağzından bir gedikli bakla sonunda çıkıyor:” Başkaları su almasın ya benim suyum var ya! ...” olacak şey mi? ! bu denir mi. yazıklar olsun… Tükürdüğünü yalayanlar curcunasına döndük! Vakit geçirilmeden düzeltilmesi gerekli. Bu adam,bir adam. Ama başkalarına da bu garip oluşumlar sızmamalı. Objektiflik lazım bize. İlle kendinden başka diye nitelendirmeler yapmak bize has değildir. Bu yanlış. Hepimiz biriz. Aslında tüm insanlık bir ya başka konu…

Gene aynı gariplikte bazı olaylar silsilesi: Büyükşehirci büyükbaş Köçek Melih Hitit Güneşi’ni yıkamadı ya, Ankara’da su krizi önleminin önünü alamadıktan sonra “Cenabı Allah” büyüktür” gibi laflara baş vuruyor. Hah işte, gene aynı zihin döngüleri :) Arızalı süreçler! ama normale dönmeye başladık galiba :) P bu bir ironi tabi ama gene de yani ben umutlandım. Çünkü dedikleri, laikliğin Kopenhag yorumu olmalı :) Bir kez, sarımsak denmez mi, yoksa masırmak mı sarımsak mı? Cenabı Hak denmez mi? E yahu, yağmur duasına da çık bari depremi de Allah bizi öldürmeye mi verdi, haşa! Fener Galatasaray’a hediye ettiğinde Galatasaray futbolcularının şampiyonluğu Allah verdi demesi gibi. Doğru konuşun Melih bey. Her şeyi Allah’a havale etmekten vazgeçin. Madem devletin özelleşmesi iyi diyorsunuz, aynı mantıkla düşündüğünüzde, biraz da Allah’ı yormamanız gerekmes mi. Gerçi yormaz ve yorulmaz ancak, biraz da insanlar iş yapsın ya fena olmaz mı hani? Kendi iflaslarınızı Allah’a sakın yıkmayın.
Çağırmış bakanları Vecdi Gönül bir de onlara silah dağıtmış. Bir de bahanesi var, başbakanın halkı susturduğu susturuculu silahı fındıkları ve haziran kömürleri gibi: “Şeyy, Cumhurbaşkanlığı sorunsalı vardı da daha önce…” Niyeymiş, öyleymiş şöyleymiş böyleymiş… Her halde istedikleri darbeye gene niyetleniyor AKP. Ama avuçlarını yalarlar.

Konuya yorumlarım istemeyen kimseyi bağlamaz.
Yazının az aceleci havası için gerçenten özür ama bu konularda pek itina istemiyorum. Midem ayaklanıyor. Tatile cıkıyorum gene. Yeğenlerimle oynıcam az :) tüm dostlara huzur sevgi ve en başta sağlık …
Akın akça

Akın Akça
Kayıt Tarihi : 7.8.2007 00:10:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Akın Akça
    Akın Akça

    gerektiği kadar belirtmeli, teşvik edicilk vs. gerisini gerekli merciler akletsin artık

    Cevap Yaz
  • Akın Akça
    Akın Akça

    evet,dediğinde haklısın. milletin kendi kararı çizecek...

    Cevap Yaz
  • Akın Akça
    Akın Akça

    nlamadıkları bir şey var güneydenim. ne kadar kandırmaya ve yalana devam ederlerse o oranda bu geri tepecektir. böyle insanlar tarihi sürüklememişmi tarih boyu yaws. etki tepkiyi kini doğurur. bunu akılda tutarak, fazla demokrasi dersi vermeye kalkışmamalılar yurttaşa.

    Cevap Yaz
  • Akın Akça
    Akın Akça

    merhaba sevgili Ümran. umarım dediğin gibi olsun. ah ah ümrancım canım arkadaşım.. umarım geçicidir. fazla da yazamıyorum burdn. aslında uzun bi yorum hazırlamıştım.

    neyse dün gece aklıma şu geldi. paylaşayım.İngiliz ve Türk eğitim sistemlerinde, yetiştiriliş tarzında; eş koşullar zemini hazırlanmalı belki de. Bir çıkış noktası olarak bu ikisi bütünleşebilirse, dünyaya da yayılabilir. ve bir noktadan sonra, tarih dönüşmüş olur. Aksi olur da bir Türk-ABD savaşı patlak verirse, bir nevi dünya savaşı demek bu. Etkileri dünyada, çok çeşitli sezilir. Yani uzun vadede kesine yakın bir çözüm veya uzunca bir savaş. Hangisini istediğimize karar vermeli. Çözüm olanı için, böyle bir çözüm yapılabilirse, bence, küresel ısınmanın da kolayca önü alınabilir. Küresel ısınmayı da ozon deliği mevzuundaki gibi bir yapıcı sürece iteklemek olası. Ama tabi demeye gerek yok. O zaman, bunlar oldugu vakit, TC'de de ehil kişiler olması gerekecektir hükumette.

    bazı şiirler hazırladım dönünce ekleyeceğim. ankara'dayken de biri bitmek üzereydi. sonra görüşürüz cn dostlar.

    dua edelim de gül gelmesin,ablilerin bizi sindirmesi zor ise bu imkansız. çünkü suçlu insanlar, yeri hapis olan insanlar cumhurbaşkanı yapılamaz. Burası hukuk ülkesi. Geçmişleri şaibeden tabi ki öte ve hala bir de utanmadan bunda direten bu tipler -ki bir sülük gibi halkı kandırıp emiyor- politikadan çekilsin, mide bulandırıyorlar.

    Cevap Yaz
  • Ümran Demircan
    Ümran Demircan

    dışımızdaki karmaşalar,içimizde de karmaşa yaratıyor...

    Sevgili Akın...
    Şair olsak da olmasak da,düşüncelerimizi açığa vurmak ve savunmak en doğal hakkımız.

    Demokrasi,önümüze getirilenlere uyum sağlamak değil;aynı zamanda eleştirmek,savunmak,irdelemek ve en önemlisi halkın gerçek hak ve özgürlüklerini kötüye kullananlara karşı koyabilmektir..

    Hükümetler geçicidir:aslolan halkın kendi geleceğine sahip çıkmasıdır..

    sevgilerle Akıncığım..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (8)

Akın Akça