Tükenen yıllarımın içinde kayboluyorum.Penceremde açan çiçek,gökyüzündeki güneş ne de güzel oysa...
Sevdiğim hadi gelsene
Yamalı yüreğimin kanaması dursun
İçimi ısıtan güneş buzlarımı eritsin
Sevdiğim hadi gelsene
Odamdan çıkar al götür beni
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bir deli gönlüm var kurtulamıyorum
Ne kadar zorum
Kendimle baş edemiyorum
Kutlarım çok güzel dizeler
Zamanı bu denli hızlandırmak
Telaştan olsa gerek...
Sükut içinde karşılanmalı hayat
Bir armağan'sa
İnsan olarak yaşamak,
Ancak böyle feryad eder
Aşka susamış bir yürek
sevgiylekal
şairin ''ne kada zor olduğu'' çok belli.
''papatyalar getircek'' olan kişi gelmeden
belli ki, kendisi ile sadece kendisi değil başkaları da baş edemeyecek.
ilhan keskinöz -teoforos-
Yüreğinizden dökülen sevgi damlacıklara mısralarda sevgi seline dömüşmüş değerli şair..
Kutlarım kaleminizi..
Sevgilerle nice şiirlere...
Sevdiğim hadi gelsene
Yamalı yüreğimin kanaması dursun
İçimi ısıtan güneş buzlarımı eritsin
Sevdiğim hadi gelsene
Odamdan çıkar al götür beni
Duvarlar olmasın
Kalabalığa karışalım
Kaçalım kaçalım
Kendimizden kaçalım
Masum papatyalar topla bana
Papatyalar getir ki yüreğim canlansın
Sevdiğim hadi gelsene
Bir deli gönlüm var kurtulamıyorum
Ne kadar zorum
Kendimle baş edemiyorum
yüreginize saglik. Baki selamlarimla
şimdi itiraf edeyim...
ilk başlangıçta şiir başlığı ile iletilen tema arasında bir bağlantı kuramadım. Ya o köprü yoktu yada ben köprüyü görmüyordum. Zira tezatlık var gibi geldi.
Önce bağışlayınız diyorum. Gördüğümü yazmak duyduğumu aktarmaktır prensibim.
Şiirde ki parantez açıyorum gerçekten güzel olmuş şiirde bir çağrı var, sevgiliye sunulan bir davet hakim. Ama böyle bir davet söz konusu iken şiirin başlığına düşen 'kaçmak' nerden icap etti anlamadım:
Gerçi tek anlamadığım bu değildi.
Ben sizde ki o sevginin büyüklüğüne de akıl sır erdiremedim.
sevgi ve selam ike
SEVDAZAN
nereye kaçarsak kaçalım. kendimizden kaçış yok.
Sevgili Kardeşim,
Hayatta zorlandığımız şeylerin başında gerçekten de kendimizle başedemememiz gelir. Hele ki bu yürek işi olursa kalp kendi başına buyruk olur. Bu duyguyu yoğun yaşadım. Aşk geldiğinde kalple akıl bir çıkmaza giriyor. Akıl alıp başını gidiyor. Tekrar döndüğünde ise çoğu zaman enkaz yığınına rastgeliyor kalbi de bir köşede oturmuş sus pus olmuş sessizce ağlarken buluyor. Yinedeakıl büyüklük gösteriyor ve kalbi affediyor kalp ise söz birdaha yapmam derken bile ayağını yukarıya kaldırıyor (Yani yalan söylüyor) Muhteşem şiirinizi kutluyorum yine yazdıran yüreğide kutluyorum
Saygı dolu selamlar
çok hoş olmuş duru bir anlatım. tebrikler...
hmm..güzel..inan cok begendim hos siir basarilar dilerim...sevgi ile...
Bu şiir ile ilgili 26 tane yorum bulunmakta