Uçuştu hayallerim bilinmezliğe doğru
Ben ki hiç bilemedim dostumu, düşmanımı
Hep yalancı aşkla avuttum deli gönlümü
Ben ki hiç bilemedim yarimi, sevdalımı.
Yalnızlık kaderim oldu yedi ekim sabahı
Ben ki hiç bilemedim yolumu, amacımı
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
acılar insanı olgunlaştırıyor,
mutluluk belki gelmek üzeredir,
yüreğinize sağlık.
Uçuştu hayallerim bilinmezliğe doğru
Ben ki hiç bilemedim dostumu, düşmanımı
Hep yalancı aşkla avuttum deli gönlümü
Ben ki hiç bilemedim yarimi, sevdalımı
________ Uçuşan hayaller,kırılan gönüller ,sahte aşklar sırtdan vurmalar ...hangimizde yok ki ? İnsanız sonuçta.
kıymet bilmediyse sevilen koyverip ipini uçurmalı hayalleri derim ben.. kıymet bilmeyene düşmeye görsün için için yanar yüreği ..şiirin dili bu yangını anlatıyor ..oysa o yangın sönmeli ..hüznün şiiriydi etkileyici ..içtenlikle kutlarım değerli arkadaşımı yüreğine sağlık,Nicelerine +10
Sevgimle
Şiirdeyim..
Değerli şaireyi tekrar kutluyorum..
Şairin kendine dair hesaplaşmalarına bir de 'ayrılık' ekleniyor ve bu durum daha da karamsar bir ruh haline götürüyor.
Kısa ama 'hal'i başarılı bir şekilde anlatan bir çalışma.
Kutluyorum şiiri ve şaireyi.
Tekrar bu güzel şiirdeyim....Mutlulukla.....
'Herkesin üç kişiliği vardır;' diyor Alphonse Karr...'Ortaya çıkardığı , sahip olduğu , sahip olduğunu sandığı.'
Yanılgılarımız da burada başlıyor Resmiye Hanım..... Kişi kendi bile durumunun farkında değil ve her ortamde 'kendi' zannederek üç farklı kişilikle bulunuyorsa... Bizim bunları tek zannederek yanılmamız ne kadar anlaşılır!.... Ödenen bedellerle giden bir ömür de olsa.....
Şiirin dili çok sade, anlatım çok içten..... Yürekten kutlarım.....
Şair kendini bilememenin sancılarını yaşıyor. Etrafımızdakiler ne kadar dürüst, onlara ne kadar güvenebiliriz. İşte insanın olduğu yerde bu tür duygular elbette var olacaktır. Ahenkli bir şiirdi tebrik ederim efendim.
' iNSANLARI ANLAMAK DENİZİ FİNCANLA BOŞALTMAYA BENZER ' diyorlar. ne kadar da gerçeği yansıtan sözler... İşte yanılmak bundan. kaçıncı fincandayız tanıdığımız sandıklarımızda....
Kutlarım şiiri ve sizi Resmiye hanım. Nicelerine. Sevgimle...
Yaşadıklarımızın, yaptıklarımızn doğru mu yanlış mı olduğuna ne yazık ki zaman karar veriyor Resmiya Hanım..... Hangimiz yaşamıyoruz ki bu yanılgıları...... Hangimizi geçmişin de dile getirmesek de gizli 'keşke'lerimiz yok ki'......
Bundan sonra olmaması dileğimle bu çok içten şiirinizi ve sizi kutlarım Resmiye Hanım..... Sevgilerimle..... Saygılarımla......
Duygu yüklü şiirinizi
beğeniyle okudum
Zaman zaman kendisiyle hesaplaşır insan ve 'kendini yakalar'.
'Farkına varmak' bazen gecikir hayatımıza, o oranda da pişmanlıklarımız artar.
Güzel bir örnekti.
Kutluyorum.
Saygılarımla.
Bu şiir ile ilgili 15 tane yorum bulunmakta