Tamam diyorum kendime;
bitti diyorum, geçti artık…
Kendimi avutuyorum her seferinde.
Ama,
en sağlam dediğim yerden,
kimselerin dokunamaz sandığım yerimden
bin parçaya bölünüyorum hâlâ.
Hangi yanımı nereden toplayacağımı
ben bile bilmiyorum artık.
Sabrım, içimde sakladığım son umut kırıntılarını da tüketti.
Yaprak dala düştü, gövde çoktan kurudu.
Bulutların ne günahı vardı da
tomurcuklar toprağa küstü,
yağmur bile yönünü şaşırdı?
Ben kimi suçlayayım?
Yağmuru mu, yüreğimi mi,
yoksa sensizliğin içimde doğurduğu
o kimsesiz fırtınayı mı…
Ben bile ayırt edemiyorum artık.
Benim de sevdiklerim vardı,
benim de hayallerim…
Geceler boyu üzerine cümleler kurduğum,
görmeyince arayıp sorduğum,
duymayınca içime çöken sessizlikte
kendimi kaybettiğim…
Ve şimdi öyle bir noktadayım ki,
kendi izime bile rastlayamıyorum.
Sanki benden geriye kalan tek şey,
suskun bir yara gibi içimde taşıdığım sızı.
Kendime mi yanayım,
kaderime mi kızayım…
Biliyorum; ikisi de boş.
Çünkü insan bazen
kendi içindeki yangına
kendi küllerinden yetişemiyor.
İşte ben… tam oradayım.
Düşlerimin ortasında,
yalnızlığımın içinde,
yenilmişliğimin tam göbeğinde duruyorum.
Böyle işte…
Kendimi kaybettim belki;
ama biliyorum,
en çok da kendim de kendimi kaybettiğim,
kendime yanıyorum.
— İçimde saklı kalan son sesimle, ben.
@dsız..
@dressiz mektuplar✍️✍️
Suskun Adam Zeynepp
Kayıt Tarihi : 19.11.2025 00:53:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!