Kendimi Geri İstiyorum

Hüseyin Çelikten
29

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Kendimi Geri İstiyorum

(Ateşin kızgınlığı değil mi, suları çıkaran gökyüzüne
Öyleyse niye inmez yangınlarımın üzerine)

Bir randevu mu ölüm
Ne kadar uzakta benden
Bilmem ipin ucu nerde
Bilmem yolum nereye
Zaman çıngıraklı bir yılan
Zehirli bir bal yaşam
“Aşk, ciddi bir akıl hastalığıdır” demiş Platon
Hangi yola baş koysam

Ey yaz yaylalarının yaban çiçekleri
Musa, İsa, Muhammed aşkına
Nedir yaşamla, ölüm arasındaki ince çizgi
Nerde başlar nefret, nerde biter sevgi
Gülmek gözyaşıyla mı karışır son sınırında
Ya, saflığın aptallığa dönüştüğü nokta

Ey sularda yaşayan balıklar
Ey kıyıların gölgeli ağaçları
En çabuk mu öldürür, en zehirli
En çabuk mu yorulur, en hızlı
En hızlı mı tükenir, en yaman sevda
Bir kuru yaprağın düşüşü, nasıl anlatır ayrılığı

Ey tanrıların katından ateşi çalan Promethus
Köleliğe baş kaldıran Spartaküs
Mitolojinin göz kamaştıran tanrıları, tanrıçaları
Denizleri kurutmak, yosunları yakmak
Dağları hallaç pamuğuna çevirmek
Ölüp ölüp dirilmek geliyor içimden
Bitmiyor insanın insanla kavgası
Yedikçe acıkan kurtlar dünyayı sardı

Gökyüzü ey gökyüzü
Taşlar toprak mı olur, tekamüle erince
Ses, sessizlikte mi bulur varlığını
Mevcut olmak için, boşluk mu gerekir önce
Ne saklar yazgım ertesi güne
Nerde fildişi kule, altın evler, elmas tarlaları
Yine beynimde keskin soru fırtınaları
Çak şimşeklerini, düşür yıldırımlarını
Durma gürültülerini geçir üzerimden

Nedir iyi ve kötü, değişken mi
Farenin cehennemi, kedinin cenneti mi
Cehennem dedim de, aklıma geldi
İnsan neden ateşe dönüşür içine atıldığında
Yavaş, yavaş ölüyorum, buzdan bir yalan ortasında
Bir buz dağıyım Titaniğini bekleyen
Hüngür hüngür ağlamak geliyor içimden
Gerçek nerdeysen çık ortaya
Gerçek erkeksen çık ortaya

Gökyüzü ey gökyüzü
Neden mehtaba kurşun yağar bir düğünde
Ve neden ölmez kahrından kurşun, can aldığında
Koparınca çiçekler ağlar mı
Sadece yanlışlar mı sorulur mahşerde
Adem niye kovuldu, elmanın ne işi vardı cennette
Güneş gönlünce mi doğar her sabah
Nedir Hayy ve Kayyum sırrı
İsa nasıl yürüdü suda
Ne çok yok kaldı dudaklarımda
Mor bir ruj lekesi gibi…

Ey üstümdeki, ey içimdeki
Acı mıdır ışık, karanlıkta kalmak isteyen için
Taşır mı onca günahlıyı, kıldan ince kılıçtan keskin
Mah-şer in kanatlısı geliyor maksadı başımı almak
Gecenin gözlerinden sıyrılıyor yine bir şafak
Şehvetin koynunda kendimi yiyip bitirmek istiyorum
Kuduz ihtiraslarım ısırıyor beni
Azgın köpeklerim var, kaçın kurtarın canınızı
Yıldızlara susadı gönlüm

Gökyüzü ey gökyüzü
Bilinmezler yumağında çile
Aşk ateşinin körüğünde deli
Çırpınan ağlarda balık gibiyim
Alevler ortasında kaldım, yıkıldı köprülerim
Kayboldu bilincime tırmanacağım merdiven
Dile gelmek isteyen dizeler adına koru
Esirge beni

Ahyed, Ahmed, Mustafa aşkına
Neden sunarlar şükranlarını
Mumlar yakarak sunaklarda
Kutsanmış ekmek ve şarap kadehleriyle
Kendilerinden saklanan bir Tanrı’ya
“Tanrı öldü” dememiş miydi Nietzsche
Kim sürer, meyvelere kokusunu kim
Kim yakar, sönmeyen bir ateşi
Kim koyar, zerre kadar hücreye genetik şifreyi
Madem ki, kuklayız feleğin elinde
Madem ki, sandığa gireceği vakti bekliyoruz
Dünya neyi kovalar, böyle deli divane

Ey yosun bürünmüş çeltikli kayalar
Bu yalvarışlar, bu yakarışlar
Bu güve kemiriği sorular
Önümü tıkıyor gece gündüz
Bir kurtarabilsem fikrimi kuytulardan
Silsem üstündeki tozları, örümceği, alacakaranlığı
Tüm kalıpları kırarak
Bağır bağır bağırsam
Günah olmayan günahları boğazlayarak

Ey sırlar sultanı
Bir avcı olsan sen, ne düşer payıma
Tazı mı olmalıyım, tavşan mı
Ne serinletir bu ağrılı yürek atışlarımı
Tüm ölüleri kurtarmak mı mezarlarından
Hadi cennetini yaptı, ne diye yaratır cehennemini insan
Ölüm bilir mi hayatı, hayatın ölümü bildiği gibi
Geri gelmez ki büyülü gizemlerin rahmine düştüğüm an
Neyleyim

Neyleyim, ey çiçeğe durmuş insan
Kendine doğru yürüdüğün bir yolculuktur yaşam
Dört mevsimi anlatadursun Vivaldi
Beşinci mevsim aşk
Köşeye sıkışmış bir itin cesareti olsa da korkularım
İki çift laf etmeden tutabilsem elini

Gökyüzü ey gökyüzü
Muhteşem kubben aşkına
İlkbaharla, sonbaharı karıştırmış kuşlar gibiyim
Bir balyoz misali yaşıyorum şu dünyada
Kayboldum kendimi aramak için çıktığım yolda
Bir bulsam, hani bir bulsam
Gözlerimden öpeceğim

Hüseyin Çelikten
Kayıt Tarihi : 16.12.2007 23:40:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Zümra Yıldız
    Zümra Yıldız

    şair ne çok şey sorgulamış ve sorgulamamızı sağlamış
    iyi ki... diyorum
    harika dizelerdi kutlarım

    Cevap Yaz
  • Nurten Aktas
    Nurten Aktas

    işte bu, güzel dost şairsin sen...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Hüseyin Çelikten