Kendimi Arıyorum... Şiiri - Mehmet Arslan 3

Mehmet Arslan 3
281

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Kendimi Arıyorum...

1

Hey! duymuyormusun,
sana sesleniyorum eşref-i mahlukat,
Bu ne biçim huydur ki böyle,
düşlerine gölge olan kim söyle?
Sesini kesenler kim,
elini tutanlar kimdir, bu ne biçim fıtrat!
Hayır, hayır sizler,
Fatih’in torunları olamazsınız, hayır böyle,
Ecdadımız ki her biri,
bir Mustafa Kemal ve Kuvvayi Milliye,
Yazık! yazık değil mi ki?
söyleyin, bunca şehit ve gaziye!

2

Şu sokaklarda dolaşan hırçın çocuklar kimin?
kimdir hamisi,
Sanki ateşten kopmuş yaratıklar,
Cehennem’in varisi…

3

Bu da ne biçim dünyadır,
diyorsam da acizim Allah’ım affet,
Dünyanın her yerinde korkunç zelzele,
afet olmuş her millet…

4

Sarmalıyor dünyayı,
tüplerden türeyen vahşi korkunç bir nesil,
Kocasız bir kadın, nesepsiz bir çocuk
ve bir adam ki sersefil!
Affedin ey Yunuslar,
siz bize böyle bir dünya bırakmadınız,
Her tarafta kartondan insanlar,
ve tüm ağızlarda yalanlar sakız,
Her meslekten bir hırsız,
köşeler cani, çepeçevre kuşatılmışız…

5

Ecdadım üzgünüm ve çok mahcup’um,
sana layık olamıyorum,
Şu zamane softalarını,
ve öğretmenleri de gördükçe bunalıyor,
Kötülüğün kaynağı ki bunlara,
söyleyecek söz bulamıyorum…

6
Evrenin efendisi,
senden affını istemiyorum bu firavunların,
Deli ediyorlar beni deli,
şu para gözlü, tahvil yüzlü kulların,
Çoğu doymayan kasa karınlı,
çatlamış ar damarları bunların…

7
Zevke sefaya karışırlar,
moda ile yarışırlar, şeytanın uşakları,
Yer yer doymaz, ölümden hiç korkmaz,
yutacaklar dünyaları,
Affetme lütfen Rabbim!
yalandan tövbe eden bu Nemrutları...

8
Aldırmıyor gönül gözü kör olan bu yaratıklar,
zulme, sömürüye,
Her özgürlük ve adalet dağıtıcısının dilinde,
yalandan bir hikaye…

9
Hiçbiri aldırmıyor radyasyon,
asit yağmuru, zehir dolu havalar,
Evrenin geleceğinin mezarını da,
kazacak bu sahte demokratlar…

10
Cehenneme yakıt olacaklar,
bu insanları kurtarmalıyız biliyorum,
Bu kutsal yükü de taşırım,
ama senden dayanacak güç istiyorum…
11
İşte yine sessiz bir sabah ve yorgun,
şehrin sokaklarında,
Sahte bir tebessüm takamadan yüzüme,
dalgın yürüyorum,
Senden oldukları için mecburen yine,
selamlıyorum onları,
Yay gibi kurulmuş, münafık,
hırsız, cani, akrep ve yılanları...

12
Ama, yinede hep umutlanırım,
Kabilden gelse de soyları,
Sen bir şekilde kurtaracaksın,
böylece yarattığın bu kulları…

13
Nasıl doğarsa ve ölürse,
sonsuzluklarda meçhul yıldızlar,
Evrenin bir yerinde yapılmaktadır,
yine kozmik hırsızlıklar…

14
Göz yumuyorsa İnsanlık,
insanların birbirini katletmesine,
Bosna, Çeçenistan, Nahcivan,
Tibet ve Filistin meselesine,
Başka bakıyorsa Vietnam,
Kamboçya ve Mozambik’ ten,
Demek daha kurtulamadı,
özgürlük bebeğimiz emzikten!

15
Hey! Kabil soylum benim,
garip insanım, çelişkilerin yumağı,
İlahi mesajlar, onlara sarıl da,
beslensin artık sevgilerin ırmağı…

16
Aksın kainatın denizlerine,
hak ve adalet sevgi ırmaklarından,
Fışkırsın yeni bir hayat,
söz verilen cennetin okyanuslarından…

17
Yine bir sabah erken dalgın,
bu şehrin sokaklarında yürüyorum,
Bedenimde sabrımı bilerken,
kendim gibi birilerini arıyorum…

18
O kişiler ki her birisi tertemiz,
gönülleri ve gözleri ışık, ışık,
Yürekleri sımsıcak ve lekesiz,
Geceleri, gündüzleriyle barışık…

19
Yok hiç birisinin öyle orduları,
lügatlerinde bitmiş öfke, kin,
Her birisi bir yerde temsilcisi olmuş,
ilahi hakkın ve adaletin,
Bu sevgi erleri çile mekteplerinde,
sınavlarını çok iyi vermiş,
Sonsuzluk yolcuları bu ruhlar,
sonunda cennetleri hak etmiş…

19 Mayıs-2001

Mehmet Arslan 3
Kayıt Tarihi : 17.6.2016 16:37:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


hala arıyorum...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet Arslan 3