Gelme ile gitme arasında morglarım var benim, sol yanımda sensizliğin mezarı,korkuyorum sensiz baharlardan.Çiğdemlerin açılmasını bekliyorum.Her çiğdem bir dem sunacağım kırılmalarımın telvesinden.
Umuda kelepçeli gözlerin, virankentimin kuytularında kendi özleme dayalı hazlar kuruyor. Duygular birikim yaparak yaşanan acılar daha da acıtmasın kalp kırıklarını yaşıyorum. Şimdi hatırladığım tüm mutlulukların sonunda bir hüzün kuyruk sallar.İçimden fersah fersah kaçışını betimleyen deniz dipli bir ejderhanın ağzı açıklığı kadar korkak ve ürkeksin bir türlü olamadığın yanımda.
İç denizimde iç açıcı olmayan sancımalarım anlarına ritmik bir koz bırakıyorlar.Kozmoslar ile olmazlar yan yana beni senden ayırmanın ateşli telaşında.Henüz dudaklarımızın yazmadığı bir aşkı öpücüksüz,kansız hatta susuz bitirmek istiyorlar.Benim içlenişim İstanbul gibidir, bilmelisin…Büyük ve de karışıklığın alışıklığı gibi bitimsiz.
Coğrafyamı bertaraf eden bir kumrunun yüreğindeki aşk damlasından yıkandım
Sızım ve sözüm beni yeni tayfların öngeçmişinde kendi icraların icrasında mecbur edilmişliği esatirken sen kesif sayhalarındaydın…
Uzun hava arası bir hava eser seslenişlerimizin suskunluklarına.
Başını alıp gitmiş bir şiirin son mısrası kadar sona benziyor gelmeyişin.
Düşürdüğüm hayallerimden dipnot düşüyorum sen benden bir çiğdem gibi özlemlerimi paraf eyleyip kendi sahranda lavinya kokularla sütperi olup bebek halime sütünü sunmaya çalışman beni huzura getirdi.
Hangi kıvamdan tutunsam kırılmış harflere sen alfabe oluyorsun elif- lam
arasında Kaflarımın kağıdını yırtıyorsun. Can yakan İmâ’lar parçalanarak zerrecikler halinde sineme saplıyorlar.Biraz cam kırıklarımı çıkart sevgili yüreğinde Ayşecik büyümemiş bir kerecik çiğdem toplamamış,ip atlamamış can içre cananıyla…İçimdeki sancılara can simidi at ki boğulmayıyım sensizlik uzağından. Biri hu eder ahu olmadan der ki:”Aradığını bilmeyen,bulduğunu anlayamaz.” camkesiği çiziklerimden kanıyor, sensizliğim.
Kavuşmaları morarmış güncemin hüzünlerinde neden sen hala benim omzumda sevi masalı gibi yaşanmıyorsun?
İç içe geçmiş gelgitlerin karmaşıklığında sıkışıyor sevda halim.
Adını gelmeye şerh, yüzünü dipnot düştüm düşlerimin son gerçeğine.
Yağmur sonrası toprak koksun her özlemin bir gün öz toprağına gelmeliyim üstünde ekilmeliyim hazlara tohum diye.Yeni ötmeyi öğrenen bir bülbül gibi gül dalını gıdıklıyorum kekeme tümcelerle.
Hadi ifşa et,etken bir sözcemin her güncene gürüldeyen şimşeğin
ışımasına içlenişinde.
Koynuma alma algısında utangaç cümlelerin dili sürçüyor.Heceliyor seni yakamozların yansıdığı her yangım yeri.
Şizoid bir hesabın öfkesinde benimi kesiyor kesif ve henüz keşfine gelmediğim sen halin …
Kızgın bir ben çıkıyor yılanların öç aldığı derin deliklerden ısırgan bir iğnesiyle içindeki zehri yayıyor sevi gülcelerine. Güllerin yapraklarını koparmadan deliyor, hüzünlerimin ucu açık piskozu…Beni anlama zorluğu çekiyor gülceler günce üstüme üstüme yıkılıp kırıklarımı ütüsüz bırakırken…Oysa sen benimle ben arasındaki kırık fay hattımda ara ara artçı depremler olur birkaç güzel yaralanır …
Yürüyoruz yürekten yüreğe,canandan anlara,kan görmez sakıncalardan hep içi temizleri bütünlüyoruz.
(K) ayıbım kadar kalıyoruz kalınmış ve benden alınmış yarim esmeleri.
Akrebin yelkovanı defalarca koynuna aldığı zamanlarda, sana hasretim zamlanıyor. Ezberimden silemiyorum,susuyorum her duyumda açılan bahar gülüm al beyaz çiğdem,kal beyaz sütperim..canıma can katan cananım…
Susuyorum
Düşüyorum düşlerine.
Üşüyorum sensizliğin her saniyesine…
Yine tutulmalara gönüllü devriyelik yapan gelişlerin ermişliğinde muhassıl özlemler yürür rüya sonralarımda.
Sensiz ve sessiz yalnızlıklara çobanlık eden umutlarım türkü türkü çalar seni bana.
Gelişin röntgenini çekiyorum,tam gelme anındasın ama gelemiyorsun. Tut gözlerini güneşime içinin netliği görünsün
Karanlığındayım…
Gel misin?
Aydınlığım mısın?
Bana gelecek zamanlarda tükenip durma uzaklarda,ben erimiş, ben ermiş,ben tutulmuşum
Senli her yanım (d) üşüyor. Nefes nefese özlemler büyütüyorum.
Ne desem,içimde desen desen senli bir şarkı kadar sızılıyor.
Öfkemin ambargosun kaldırıyor temyiz özüm…Bir meleğin meliş halinde
salıyorsun yüreğini, içimdeki çocuk uyanıyor,huzurun,aşkın,güzelliklerin kucağında süt amaçları emiyor.Ve beni dün doğmuş bir bebek haline getiriyor şefkatin …
Dün doğmuş bir bebek gibiyim
Kimse emzirmeden
Kimsecikler sevmeden
Ve de kimseler öpmeden
Gel sev beni,öylesine değil ölürcesine…
Kayıt Tarihi : 14.3.2009 12:09:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hayrettin Taylan](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/03/14/kendime-vedalar-1.jpg)
salıyorsun yüreğini, içimdeki çocuk uyanıyor,huzurun,aşkın,güzelliklerin kucağında süt amaçları emiyor.Ve beni dün doğmuş bir bebek haline getiriyor şefkatin …
Dün doğmuş bir bebek gibiyim
Kimse emzirmeden
Kimsecikler sevmeden
Ve de kimseler öpmeden
Gel sev beni,öylesine değil ölürcesine…
yüreğinize sahlık kutlarım.
TÜM YORUMLAR (1)