Dün gece
Çekip kendimi içime
Gel dedim, ne âlemdesin?
Nicedir buluşup konuşmadık seninle
Gücenme dedim, incitse de sözlerim
Kesmeden dinle!
Bil ki çiğsin!
Yanmadan olmaz,
Boşalmazsan dolmazsın
Yağmur ol
Yağ yağabildiğince
Aldırma çöllere
Nehir ol
Deniz ol
Çok mu zor?
Öyleyse damla ol
Düşün
Umman olsun düşün…
Sen sen ol
Gidişinle değil
Gelişinle huzur veren ol
Âşık değil,
Aşk ol.
27.02.2012
İnci İnceerKayıt Tarihi : 27.2.2012 16:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hikayesi:
Kendime Tavsiye

...............güzel
...........................güzel
ellerine sağlık şairem.
Mesnevi okur gibi... Herkesin, kendine bazı soruları sorması lazım. Ve aynada, kendi gözlerinin içine bakarak cevaplaması...
Kutlarım sevgili sevgili kardeşim.
Çok anlamlı ve güzeldi sevgili İnci İnceer.Sevgiyle...
Mutasavvıflar, verecekleri misallerde asla bir başkasını örnek göstermezler. Kul hakkını layıkıyla bilirler ve bir kulu katiyen incitmezler. Bir karıncayı incitemeyenlerden zaten böyle bir anlayışın ötesinde başka türlüsü beklenemez.
Şaire de kendine tavsiye ile başlamış söze.
Herkes kendi üzerine düşecek payı alsın diye… Ben kendime işte böyle döndüm, döndüm içime… Kendimi, olmam gereken beni gördüm, dercesine…
Hepimiz zaman zaman aynı şeyi yapmak durumundayız. Kendini tanımadan bir başkasını tanımaya kalkmak nasıl ki abesle iştigal ise; iç âlemimizi tanımadan başkalarının düşüncelerini, duygularını, ümitlerini, hayallerini görmeye çalışmak, yani onların zihinlerini, beyinlerini okumak da aynı şey değil mi?
Her zaman bir ben vardır içimizde. Adı ister içimizdeki çocuk, ister maskesiz saf halimiz olsun… Ben’imizi, özümüzü, aslımızı oluşturan yanımız.
Çocuksu, tertemiz, katıksız, saf, pak halimiz.
Kandırmadığımız, kandırmayı başaramadığımız, yalansız, hilesiz, hurdasız halimiz.
Özümüz…
Gerçek anlamda söyleşebileceğimiz, yüzleşebileceğimiz, dertleşebileceğimiz kendimiz…
İncitmemiz bile mümkün değil, o beni.
Dışımız belki yalan rüzgârlarının esintileriyle yanmış, güneşin yakan yüzüne maruz kalmış, gönül aslı astarı olmayan sözlerin büyüsüne kapılıp yolunu şaşırmış olabilir.
Görürüz, bunların etkilerini dışımızda…
Her bir anın hayatımızda bıraktığı izlerdir, yüzlerdeki çizgiler… Kimi iyice işlemişçesine derin, kimi hafif sıyrıklarla atlatılmışçasına görünen pembe yalanların izleri belki de…
Ya içimiz?
Ya özümüz?
Gören var mı bu çizgilerden birini?
Gören var mı, yalayıp geçen rüzgârın izlerini, yağmurların yıpratan ritmik damlalarının sesini?
Görünmeyen bir sızıdır, ince bir acıdır sadece olan…
Deryadır yüreğimiz.
Duyguların damla damla biriktiği umman gibidir, ufacık gibi görünen koca bir deryaya dönüşen gönlümüz…
Asıl yangınların olduğu, asıl sellerin coşa geldiği, asıl fırtınaların koptuğu, asıl göklerin gürlediği, şimşeklerin çaktığı koskoca bir dünya, bir kâinat… Sonsuzluğu içinde barındıran bir evrendir, o ufacık sanılan kalplerimiz…
Nice hayallerin, düşlerin, umutların gökkuşağı renklerine bürünüp düş olduğu yerdir, ümit bağladığı yerdir, o yüce gönlümüz…
Bütün varlığıyla, benliğiyle açılmışsa isteyerek beklenene gönül kapıları…
Gidende huzur bulan değil, gelişinde huzur dolan, dolduran ol ki, içimizdeki çocuk gerçek aşkını, yalansız sevgisini, kendi dengini bulabilsin ve korkusuzca sarabilsin, sarılabilsin…
Âşık olmak karşılıklı olandır. Platonik değilse…
Aşk olmak kendidir, öz gibi, ruh gibi…
Yaratan emanetine uygun can gibi…
*
Aşk olsun İnci Hanım, aşk olsun…
***
Şiir, daha ilk bölümünde bir ses armonisine bürünmüş, tatlı bir musiki dinletiyor insana…
O, “di’ler, de’ler” ve diğer aliterasyon sesleri çok güzel bir ahenk oluşturmuş.
Şiirin şekline uygun kısmen uzun cümlelerle başlanmış ve piştikçe, yandıkça istenilen kıvama gelmiş hülasa dizelerle devam ettirilmiş şiir.
Hamlıktan uzaklaşmış bir özü davet var yüreğe…
Aşk’a bürünen değil, aşkın kendi olanla var olmayı hedefleyen sön söz de mükemmel bir final oluşturmuş şiirde…
Şiir; içiyle ve dışıyla mütenasip olmuş.
Tebrik ve takdirlerimle İnci Hanım.
*
Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz, sayfalarımızda göz iziniz olsun efendim.
Kaleminiz daim, ilhamınız sınırsız olsun.
Dostça ve sağlıcakla kalınız.
01 Nisan 2012
Hikmet ÇİFTÇİ
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
TÜM YORUMLAR (32)